Önceki yazılarımda boşanma davasından bahsetmiştik. Boşanma davasıyla davacının boşanma talebi ile birlikte maddi/manevi tazminat, velayet, nafaka gibi istemlerinin de aynı dosya üzerinden karar verileceğine ilişkin anlatımlarda bulunmuş idim.
Boşanma davasının neticesinde eğer ki davacı taraf boşanmayla birlikte yoksulluğa düşecekse ya da yaşam standartlarında maddi yönden eksilme olacaksa talep üzerine hakim davacı lehine belli bir tutarda nafaka ödenmesine karar verebilecektir. Bu durumda aile mahkemesince hükmedilecek nafakaya yoksulluk nafakası denmektedir. Ancak, nafaka yalnızca yoksulluğa düşen davacı eş için düşünülmemiş olup 18 yaşından küçük olup da velayeti anne ya da babaya verilen çocuk için de bir zorunlu gereksinimdir. Çocuğun velayeti kime veriliyorsa velayet verilmeyen ebeveyn kişi tarafından çocuğun maddi gereksinimleri için de iştirak nafakası adı altında nafaka ödemesi yapılır. Burada şu unutulmamalıdır, iştirak nafakası çocuk 18 yaşına kadar yani ergin olana kadar ödenir. Ergin olan bir çocuk anne ya da babasından maddi destek göremiyorsa bu sefer ergin çocuk tarafından nafaka davası açılarak yardım nafakası alınır.
Boşanma kararı ile yoksulluğa düşecek taraf erkek ya da kadın olsun nafaka talep etme hakkına sahiptir. Burada önemli olan evlilik birliği içerisinde taraflardan birinin maddi geliri diğerine göre daha yüksek olması ve boşanma sebebiyle maddi geliri düşük olan tarafın yaşam standartlarında ciddi anlamda eksilme meydana gelecek olmasıdır. Aile mahkemesi hakimi ödenecek olan nafaka miktarını belirlerken tarafların sahip olduğu menkul gayrimenkul ve maddi birikimleri, kira gelirleri ile birlikte aylık kazançlarını da değerlendirecektir. Yani, nafaka davalarında temel alınan kıstas tarafların ekonomik ve sosyal durumlarıdır. Hakim nafaka ödenmesine karar verirken tarafların kusurlarını dikkate almayacaktır.
Yine 18 yaşından küçük olan müşterek çocuk için bağlanacak olan iştirak nafakasında da tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınırken bu sefer çocuğun üstün yararı ön planda tutularak çocuğun yaşına ve yaşam koşullarına göre zorunlu olan maddi ihtiyaçları dikkate alınarak nafaka miktarına karar verilir. Burada anne ve babanın aylık maddi gelirleri belirlenerek eşit bir paylaşım sağlanmaya çalışılır. Ancak, çocuğun üstün yararı her şeyden ön planda tutulduğu için velayet hakkına sahip olmayan tarafın herhangi bir maddi geliri olmasa dahi çocuğun zorunlu ihtiyaçları için belli bir miktarda nafaka ödenmesine karar verilecektir. Bazen kötü niyetli olan, çocuğuna karşı sorumluluk duygusu beslemeyen ya da boşandığı eşine - velayet hakkına sahip olan tarafa - çocuğu için dahi iştirak nafakası ödemek istemeyen taraf muvazaalı işlemlerle aylık gelirini daha az ya da hiçbir geliri olmadığı şeklinde göstermeye çalışarak nafaka yükümlülüğünde kaçma eğilimleri gösterebilmektedir. Resmi kayıtlara göre hiçbir geliri olmayan ebeveyn için dahi nafaka yükümlülüğü kaçınılmaz bir kanuni zorunluluktur.
Yoksulluk, iştirak ya da yardım nafakası davalarına bakacak olan mahkeme nafaka alacaklısının bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesi'dir. Yetkili aile mahkemesince nafaka miktarı belirlenirken, nafaka alacaklısı eski eşin ya da müşterek çocuğun günlük, aylık ve yıllık zaruri ihtiyaçları hesaplanır. Gıda, giyim, okul masrafları, sosyal aktivite giderleri gibi kişinin yaşam kalitesinde yoksulluğa düşmemesi için gerekli ihtiyaçları sayabiliriz. Bu ihtiyaçların ne kadar bir meblağ ile karşılanabileceği o günün ekonomik koşulları belirlemektedir. Ortalama bir hesaplama ile nafaka alacaklısının yararı düşünülürken bir yandan da nafaka yükümlüsünü mali olarak zor duruma düşürmeyecek şekilde karar verilecektir.

Enflasyon karşısında gücünü yitiren nafaka ne olacak?

Boşanma davasıyla birlikte ya da boşanma davasından sonra ayrı bir dava ile de hükmedilen nafaka miktarının her yenilenen yıl üfe oranında artırılmasına karar verilebilmektedir. Ancak, katlanarak artan enflasyon karşısında üfe oranı dahi nafaka alacaklısının mağduriyetinin giderilmesinde yeterli kalmamaktadır. Bu durumda, TMK.mad.176/IV hükmüne göre "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 331. madde uyarınca; "durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." denmektedir. Nafaka miktarının değişen kişisel gereksinimler ve ekonomik koşullar karşısında yetersiz kalması neticesinde nafaka alacaklısının her zaman nafaka artırım davası açma hakkı bulunmaktadır. Hatta akıllara gelen ilk soru ise kaç kere bu davanın açılabileceğidir. Belirttiğimiz üzere değişen gereksinimler ve ekonomik koşullara göre nafaka alacaklısı belli aralıklarla nafaka artırım davası açma hakkına sahiptir.
Örnek vermek gerekirse ; tarafların boşanmaları neticesinde 4 yaşındaki müşterek çocuğun velayet hakkı davacı anneye verilmiştir. İştirak nafakası miktarı 4 yaşındaki çocuğun zaruri ihtiyaçlarına göre belirlenerek aylık 1.000 TL'ye karar verilmiştir. Aradan 3 yıl geçmesinin akabinde ilkokula başlayan çocuğun okul, kılık kıyafet ve sosyal aktivite gibi ihtiyaçlarının artmasının üzerine davacı annenin yerleşim yerindeki aile mahkemesinde açılan nafaka artırım davası neticesinde 1.000,00 TL olan nafaka miktarı davanın açıldığı tarihten itibaren hesaplanmak üzere 2.000,00 TL'ye yükseltilmiştir.