Değerli hemşerilerim, okurlarım…

Geçen hafta sizlere banka yoluyla gönderilen borç paranın hukuki yollara başvurularak iadesinin nasıl sağlanabileceğinden bahsetmiş idim.

“AVUKAT” isimli bir okurum anlattıklarımın aksini iddia ederek bana borçlar kanununu okumamı, vatandaşları yanlış yönlendirdiğimi söylemiş. Sanırım kendisi “AVUKAT”  ?

Banka kanalıyla yani eft/havale ile gönderilen ödünç paranın iadesinin “borç verilen” , “iade edilecek borç” , “01.05.2023 tarihinde ödenecek borç gönderimi” şeklinde açık ifadeler içeren açıklama ile gönderilmesi gerektiğini sizlere izah etmiş idim. Ancak, “AVUKAT” olmaz öyle demiş.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi ; 2014/1022 E. , 2014/4181 K.;

Ankara/Gölbaşı 1 Asliye Hukuk Mahkemesi, 10/04/2013 , 2013/178 E. 2013/352 K. Sayılı ilamı;
Havale dekontunda yazılı olan “İnt Borç” açıklaması, paranın ödünç olarak gönderildiğini göstermekte olup, davalı, “davacının kendisine olan borcunu gönderdiğini, banka dekontuna ise kötü niyetle bu şekilde bir ibareyi yazdırdığını” savunduğuna göre, davada ispat yükü davalıya aittir. O halde mahkemece davalıdan bu konudaki tüm delilleri sorulup, gerektiğinde cevap dilekçesinde dayanmış olduğu “yemin” delili de hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, havalede paranın borç olarak gönderildiğine ilişkin açıklama olmasına rağmen, ispat yükü ters çevrilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” demektedir. Yani, havale dekontundan “int Borç” açıklamasının verilen bir borç olarak kabul etmiş borçlunun borcu olmadığını ispat etmekle yükümlü olduğunu aksi takdirde davacı alacaklının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bir örnek de tarafımızca yürütülen ve sonuçlandırılan bir davadan vermek gerekirse;

2021 yılında müvekkilimiz F.Özdemiroğlu bir arkadaşına göndermiş olduğu 55.000,00 TL bedelli havalede “iade edilecek borç” açıklaması ile ödünç para göndermiş ancak sonrasında iade alamayınca tarafımızca icra takibine geçilmiş olup borçlunun itirazı neticesinde  Ankara 7 Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açmış olduğumuz itirazın iptali davasında mahkemenin 18.11.2021 tarihli kararının gerekçesinde “Ödünç olarak verilecek paranın karşı tarafa havale yoluyla gönderilmesi sırasında, açıklama kısmına açıkça BORÇ olarak verildiğinin belirtilmesi halinde bu paranın ödünç olarak verildiği kabul edilmektedir. Aksi halde, dekontta herhangi bir açıklama bulunmazsa, hukuk sistemimizde kabul gören “havale bir ödeme vasıtasıdır” karinesi uygulama alanı bulacaktır. Benzer şekilde Yargıtay 13. H.D. E: 2013/11284 K: 2013/24182 K.T.: 03.10.2013 ilamında; “Dava, karz akdine dayalı Olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.”  şeklinde belirtmiştir.

Sizleri bilgilendirme amacı ile yazdığım yazılarıma yapılan her bir yorumu tek tek okuyorum, önemsiyorum.  Şahsımı provoke etmek amacı ile yorum yapan sevgili “AVUKAT”  ı kale alıp cevap dahi vermez idim. Ancak, tarafıma olan etik dışı saldırılar nedeni ile siz değerli okurlarım da yanılgıya düşürülmektedir. Aşağıda “Direnç Ayhan kim” başlıklı yazımda beni daha iyi anlayacağınızı umut ediyorum…

Direnç Ayhan kim? Tanıyor musunuz !

Değerli ağabeyim Ali Rıza Tığ’ın bana tanıdığı bu fırsat ile 15.09.2022 tarihinden bu yana sizleri bilgilendirmek ve  sizlere faydalı olabilmek adına belli aralıklara bana ayrılan köşemde yazmaktayım. İlk yazmaya başladığım tarihten kısa bir süre sonra köşemde avukat cübbesi ile çekilmiş fotoğrafım ve mail adresim var diye Zonguldak Barosu tarafından Ankara Barosu’na şikayet edildim. Neymiş efendim rekabet yasağına aykırı davranıyormuşum. Hiç sorun değil, hemen kaldırdık. Yazmamdaki amacımın reklam yaparak dava almak olmadığını, yalnızca tanıdığım dost bildiğim hemşerilerimin davalarını aldığımı daha önceki bir yazımda belirtmiş idim. Hatta, Ankara bulunan ofisimi arayan hemşerilerime yalnızca bilgilendiririm ama davalarınızı almam dediğim birçok kez olmuştur. Bu durum muhtemelen konuşuluyordur da…

Zonguldak’ta, yani doğduğum büyüdüğüm memleketimdeki meslektaşlarım beni bir kere şikayet etmekle kalmadılar yakın zamanda yine bağlı bulunduğum Ankara Barosu’na yazılarımda “Avukat” ünvanımı kullanıyorum diye şikayet etmişler. Avukat ünvanımı kullanıyor olmamın aykırılık teşkil etmemesine  rağmen yine hemen yazılarımdan kaldırdık. Dedim ya , benim tek amacım var o da Zonguldak’a  elimden geldiğince faydalı olabilmek. Beni tanımıyorlar, ben Zonguldaklı’yım !

Şöyle özetleyeyim;

Ben Direnç Ayhan,

Zonguldak Kilimli’de doğdum büyüdüm,

Annem de Babam da Kilimli’de doğup büyümüşler,

Zonguldak Ted Koleji’nde öğrenim gördüm ve 2005 yılında mezun oldum. Sonrasında üniversite öğrenimimi  Ankara’da tamamlayarak Avukat oldum,

Çok sevdiğim Zonguldak’ta yaşadığım sürece yaşıma göre olağandan çok daha fazla sayıda hemşerimle iletişimim, arkadaşlığım ve dostluğum oldu,

Beni şikayet eden meslektaşlarımın bırakın ayak basmayı  adını dahi duymadıkları mahallelerde beni seven dostlarım ve anılarım var benim…

İçiniz rahat olsun, ben düşmanınız değil meslektaşınızım,

Ben Zonguldak’a gönülden bağlı bir hemşerinizim,

Amacım zannettiğiniz gibi değil, bana olan tavrınız da hiç etik değil !

Mesleğimizi ve kendimizi küçük düşürmeden, saygı ve sevgi ile hareket edelim…