Torba Yasada vergi konusunda yapılan düzenleme ile borcunu öde(ye)meyenlere kolaylık sağlandı.


Buna bir tür üstü örtülü af demek daha doğru olur.


Bu aflara 8 yıllık dönemde birçok defa rastladık.


Devlet alacağını almak için iki de bir bu yola başvuruyor.


Oysa mükellefin normal yoldan vergi ödemesi kolaylaştırılsa, ekonomik koşullar bunun için elverişli hale getirilmiş olsa vatan millet adına daha faydalı ve kârlı bir iş yapılmış olur.


Bunun için öncelikle vergi sayısını azaltmak gerekir diye düşünüyorum.


Bizim gibi iğneden ipliğe her şeyin vergisinin alındığı başka kaç ülke vardır?


Girmeye ve kendimizi uydurmaya çalıştığımız Avrupa Birliği ülkelerindeki vergi sistemini kendimize neden örnek almıyoruz?


Bu tür düzenlemeler vergisini ver(e)meyenleri sevindirirken, bu görevi düzenli bir şekilde yapanları rahatsız ediyor.


Vergisini ödeyenler haksızlığa uğradıklarını düşünüyor.


Ödeme kolaylıkları borçlular için ödül olurken, vergisini verenler &[#]8220;bizde ödül istiyoruz, bize de vergimizi zamanında ve düzenli bir şekilde verdiğimiz için teşvik edici uygulamalar yapılsın&[#]8221; diyorlar.


Öbür türlü haksız rekabet ortamı yaratıldığı görüşündeler.


Vergi aflarının kötü bir yanı da toplumda sürekli af beklentisi oluşturmasıdır.


Nasıl olsa düzenli olarak kolaylık sağlanıyor diye vergisini ödemeyenler yok mudur?


Olmaz olur mu? Hem de sürüsüne bereket.


Bu da madalyonun bir başka yüzü.


Daha geçen yıl Vergi Barışı adı altında sağlanan kolaylıktan bir sürü para toplanmıştı.


Hükümet bir yıl sonra sağladığı yeni bir kolaylıkla şimdi yeniden yüklü miktarda para toplamak istiyor.


Ülkemizde ve yöremizde vergi borcu olan mükellef çok. Düzenlemeden yararlanmak için yurt çapında başvuruda bulunanların sayısı Cuma günü 800 bin olarak açıklandı.


Bartın&[#]8217;ın beklentisini Defterdar Vekili Ziya Aksu geçen hafta düzenlediği basın toplantısında açıklamıştı.


Sayın Aksu, düzenleme hakkında bilgiler verirken hedeflerinin en az 25 milyon TL (eski para ile 25 trilyon lira) toplamak olduğunu söyledi.


Bu rakam Bartın için hatırı sayılır bir para.


Bartın&[#]8217;da torba yasa kapsamında 86 milyon 843 bin liralık vergi alacağı var.


Bunun 5 milyon TL&[#]8217;si (3 birine, 2 birine olmak üzere) iki gazeteye ait.


Sayın Aksu bu parayı 25 milyon liralık beklenti içinde sayıyor mu bilmiyoruz ama Defterdarlığın bu parayı tahsil edebilmesi zor görünüyor.


Aslında borçlu gazetelerin sahipleri Torba Yasa&[#]8217;dan yararlanırlarsa devlet de millet de alacağını almış, herkes rahatlamış olur.


Bu paranın tahsilatı konusunda yapılan başka çalışmalar var mı?


Yoksa sadece daha önce haczedilen birkaç parça eşya ve malzeme ile birlikte bankadaki paralar ve Torba Yasanın sağladığı taksit kolaylığı, alacağın tamamının tahsili konusunda yeterli olacak mı?


El cevap: Mümkün görünmüyor.


Defterdarlık başka seçenekler varsa bunları da değerlendirmeli ki konunun gereği yapılmış olsun.


Bartın&[#]8217;da devlete yüklü miktarlarda borcu olan başka mükellefler de var.


Bu mükellefler bu fırsatı mutlaka değerlendirmeli.


Borçlarını ödemeli ve ticaret hayatlarında yeni ve temiz bir sayfa açmalı.


Bartın&[#]8217;da Defterdar Vekili Ziya Aksu tarafından yapılan açıklamada hedeflenen ve beklenen para toplanabilir mi bilmiyoruz ama vergide sağlanan kolaylıkların hazineye tüm yurttan büyük miktarlarda para getireceğini söyleyebiliriz.


Bunun getireceği bir şey daha var, o da; Oy.


Torba yasa sadece vergi değil sigorta borçlarına da kolaylık sağlıyor.


Bu düzenleme seçimde hükümete epey oy getirir.



Memleketimden seçim manzaraları (I)



Bugünden itibaren yeni bir manzara yazısına başlıyoruz.


Biliyorsunuz artık seçim sath-ı mahalline giriyoruz.


12 Haziran&[#]8217;a kadar seçimle yatacağız, seçimle kalkacağız.


Dolayısıyla önemli konumuz termik santrale şimdi seçimle birlikte önemli bir konu daha eklenmiş oldu.


Santral konusundaki durumumuzu biliyorsunuz.


Seçimde olduğu gibi bu konuda da süreç işliyor.


Santral seçim telaşı arasında ikinci adres Delikliburun&[#]8217;a kurulmaya doğru gidiyor.


Seçime gelince AK Partideki aday adayı bolluğu ile birlikte gelen canlılık ve hareketlilik kenti de havaya soktu.


Cumartesi günü partililerin katımıyla temayül yoklaması yapıldı.


Yoklama adaylığa giden yolda bulunan kilometre taşlarından biri.


Bunu geçmek demek aday olmak demek değil.


Daha birçok sınav var ve bunları da geçmek gerekiyor.


İktidar partisi aday adaylarıyla zengin bir görüntü verirken, partiye milletvekili adayı olmak için başvuran isimler de ilginç özellikler taşıyor.


Kimi partide uzun zamandır siyaset yapıyor, kimi de seçim vesilesiyle partili olmuş.


Perşembe akşamı Grand Astra Otel&[#]8217;de düzenlenen tanıtım toplantısında ateşli konuşmalar yapıldı.


Bazıları öyle konuştu ki sanki 40 yıllık AK Partili gibilerdi.


Aday adayları geldikleri yerler açısından da ilginç bir tablo ortaya çıkarıyordu.


Demokrat Parti İl Başkanlığı&[#]8217;ndan istifa ederek AK Parti aday adayı olan Muzaffer Yelkenci, bu tablonun oluşmasına önemli bir katkı yaptı.


&[#]8220;Ben buraya 2-0 yapmaya geldim&[#]8221; diyen Yelkenci, milletvekilliği için çizgisini bozmuş oldu.


Önce DYP sonra Demokrat Parti İl Başkanlığı yapan Yelkenci, şimdi AK Partide.


30 yıl gibi oldukça uzun bir siyaset yaşamına sahip olan birisi için çizgi değiştirmeyi nasıl açıklamak gerekir?


Sayın Yelkenci 30 yıl yanlış yerde siyaset yapmış da doğru adresi şimdi mi bulmuş?


Amaca ulaşmak için her yol mubah mı olmalı?


Demokrat Parti İl Başkanlığı&[#]8217;ndan istifasının gerekçelerini bir açıklama ile duyurması gerekirdi.


Bu iş bu kadar basit olmamalı.


29 Mart 2009&[#]8217;da yapılan Belediye Başkanlığı seçimlerinde de aynı şeyi Kumluca Belediye Başkanı Metin Çetin ile Kozcağız Belediye Başkanı Mustafa Karaman yapmıştı.


Başkanlar seçimi kazanmak için Demokrat Partiden AK Partiye geçmişti.


O zaman da yazdım, o zaman da eleştirdim.


Çizgi kolay çizilmiyor, makam, mevki, koltuk, vekillik ya da başkanlık sıfatı uğruna bozmamak, kaybetmemek lazım.


Seçim manzaralarımızın dikkat çekici bir konusu da aday adaylarının seçmenlerle buluşmasından yansıyan görüntüler.


Herkesi öpüyorlar, herkesle kucaklaşıyorlar.


Çocukla çocuk, gençle genç, yaşlı ile yaşlı oluyorlar.


Seçimlerin nelere kadir olduğunu görüyorsunuz değil mi?



MOBESE konusu ve Müdür Gümüş&[#]8217;ün çabaları



Kameralı güvenlik sisteminin kuruluş çalışmaları hızla devam ediyor.


Emniyet Müdürümüz Burhan Gümüş, sistemi 10 Nisan Polis Bayramına yetiştirmeyi çok istediklerini söyledi.


Zayıf bir ihtimal ama yetişirse çok anlamlı olur, bayram hediyesi gibi olur.


Sayın Müdürümüz bize bu konuda yapılan çalışmaları yerinde gösterdi.


Emniyet binasında sistem için ayrılan bölümü gezdik, bilgiler edindik.


Epey ilerleme var.


Müdürümüzün demesine göre Nisan&[#]8217;da olmazsa en geç Mayıs&[#]8217;ta kameralar görüntü çekmeye başlamış olacak.


Bu sistemin caydırıcı özelliği sayesinde özellikle hızsızlık olayları ve trafik suçları azalacak.


Mobese&[#]8217;nin avantajları saymakla bitmez.


Sistemin bulunduğu şehirler gibi biz de çok faydasını göreceğiz.


Huzurlu iller arasında bulunan Bartın Mobese ile daha da huzurlu olacak.


Mobese sistemi, Müdür Gümüş&[#]8217;ün girişimleri ve gayretleri sonucu kuruluyor.


Bartın bu sayede çok önemli bir hizmet alacak, eser kazanacak.


Mobese&[#]8217;yi Bayburt&[#]8217;a da görev yaptığı dönemde kazandıran Müdürümüze Bartın&[#]8217;ın huzur ve güvenini artıracak çalışmasından dolayı teşekkür ediyoruz.