Kayıt dışı istihdamla ilgili Cuma günü çok önemli bir toplantı vardı.


Gazetemizin cumartesi günkü sayısına &[#]8220;Kurallara uyarsak gelişiriz&[#]8221; başlığıyla manşet olan bu toplantıda kayıt dışı istihdamla mücadelede başarılı olan kurumlara plaket verildi.


Başarılı kurumlar Emniyet, Jandarma ve İl Sağlık Müdürlüğü&[#]8217;nden oluştu.


Kurumlarımızı böylesine önemli bir konuda yaptıkları başarılı çalışmalardan dolayı biz de kutluyoruz.


Vali İsa Küçük toplantıda yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi.


Bu konuşmaya dikkatinizi çekmek isterim.


Vali Bey &[#]8220;Gelişmiş ülke olabilmek için kullanılan ölçütlerden birinin yürürlükteki kuralların uygulanabilir olmasıdır. Eğer kuralların hepsi uygulanabiliyorsa gelişmiş ülke sayılıyorsunuz. Kurallarınız bazen uygulanıyor, bazen uygulanmıyorsa gelişmekte olan ülkeler sınıfında yer alıyorsunuz. Kurallar hiç uygulanmıyorsa gelişmemiş ülke oluyorsunuz&[#]8221; dedi.


Kuralların, kanunların önemi bu kadar iyi anlatılamazdı herhalde.


İstihdamın yani çalışanların kayıt altında olmalarının, bir başka deyişle sigortalı olarak çalışmalarının gelişmeyle kalkınmayla çok alakası var.


Vergimizi vermezsek, sigorta primimizi ödemezsek hizmet edecek, yatırım yapacak, sorunları çözecek, proje uygulayacak, maaşları ödeyecek parayı bulamayız.


Bu görevleri yerine getiremezsek gelişme ve kalkınmadan söz edemeyiz.


Dolayısıyla kuralları mutlaka harfi harfine uygulamalıyız.


Hem uygulamalıyız hem uymalıyız.


Bu konuda bir hafta önce &[#]8220;Kurallar uymak ve uygulanmak için var&[#]8221; başlığı altında bir yazı kaleme almıştım.


Vali Bey ile aynı şeyleri söylüyoruz.


Aklın yolu bir diye boşuna dememişler.


Bakın Vergi Haftası&[#]8217;ndayız.


Vergi konusu herhalde kurallara uymayı ve uygulamayı ihmal ettiğimiz alanların başında geliyor.


Vergiyi kaçırmamak, vergiden kaçınmamak lazım.


Aksi takdirde hem suç işlemiş olursunuz hem de ülkenin gelişip büyümesine engel olmuş olursunuz.


Devletin Bartın&[#]8217;da kapanan iki gazeteden 5 trilyon lira vergi alacağı var.


5 trilyon az para değil.


Neyin ne olduğu, kimin nerede ne yaptığı, bu paranın nasıl tahsil edileceği biliniyor.


Tahsilatı gerçekleştirmek için kuralları uygulamak yetiyor.


Gazetemizin bugünkü manşetine dikkat buyurun:


&[#]8220;Bartın&[#]8217;da kaçak kömür yakılıyor&[#]8221;


Bartın&[#]8217;da kaçak kömür yakıldığını söylemek için havaya bakmak yetiyor.


O nedenle kış aylarında havamız kirli ve çoğu zaman nefes almakta zorlanıyoruz.


Gazetemize açıklama yaparak soruna dikkat çeken odun ömür deposu sahibi kaçak kömürün önüne geçilmesini istiyor.


Kaçak kömür el kadar Bartın&[#]8217;a nasıl girer, nereden gelir, kimler satar, kimler alır.


Bütün bunlar olup biterken kimse görmez mi?


Kuralları kömür konusunda da uygulamalıyız.


Hem uygulamalıyız hem uymalıyız.


Yoksa bu sorunu çözemeyiz.



Memleketimden gazetecilik manzaraları (XLIX)



İnsanın başkasını eleştirmesi kolay, kendisini eleştirmesi zordur.


Sadece zor değil hatta mümkün bile değildir.


20 seneyi aşan gazetecilik yaşamımda hiç kendisinde hata göreni, gazetecilerin eleştirisini doğru bulanı, durumdan ders çıkarıp kendisine çeki düzen vermeye çalışanı görmedim.


Ne siyasetçi, ne bürokrat ne de dernek ve oda başkanı, bütün bu saydıklarım arasında üzerine toz konduran kimse olmadı.


Bizim böyle bir huyumuz yok.


Eleştiri yapmasını bildiğimiz gibi yeri gelince özeleştiri yapmasını da biliriz.


Hep eleştiri günlerimiz olacak değil ya özeleştiri günlerimiz de olmalı.


İşte bugün onlardan biri.


Yani iğne başkasına çuvaldız bize.


Geçen hafta Cuma günü gazetemizde çıkan İHA mahreçli bir haber yanlış bilgilerle doluydu.


Haberde doğru olan sadece vurulan kişinin adıydı.


Köyün adı bile yanlıştı, onu fark edip biz düzelttik.


&[#]8220;Maganda kurşunu ağır yaraladı&[#]8221; başlıklı haberde bir kişinin bahçede çalışırken nereden ve kimden geldiği belli olmayan bir kurşunla ağır yaralandığı belirtiliyordu.


Habere göre olay maganda olayıydı.


İHA&[#]8217;nın haberi bizimle birlikte başka bir gazetede daha çıktı.


Olayı bizimki ve diğer gazete ile birlikte aynı gün iki gazete daha haber yaptı.


Bu gazetelerdeki haberde AA mahreçliydi.


Bunlar haberin doğrusunu verdiler.


Olay maganda olayı değildi, sebebi su kavgasıydı ve ölümle bitmişti.


Vuran kişi, yani zanlı belliydi, vurulan kişi de ağır yaralı değildi ve hastanede ölmüştü.


İHA&[#]8217;nın haberi ile AA&[#]8217;nın haberi arasında dağlar kadar fark vardı.


AA&[#]8217;yı daha önce yaptığı hatalardan dolayı (Trafik kazasında Halil Can&[#]8217;ın yerine başka birisini öldürmesi gibi) nasıl eleştirdiysek şimdi de bu olaydaki çalışmadan dolayı tebrik ediyoruz.


Magandalığı Kozcağız&[#]8217;da olayı gerçekleştiren adam değil biz yapmışız.


Hatayı yapan haberi yapan İHA ama bizim de yayınlayarak hataya ortaklığımız söz konusu.


Dolayısıyla topu İHA&[#]8217;ya atarak işin içinden çıkamayız.


Abonesi olduğumuz ajansımızın ve bizim bu hatamızdan dolayı gerekli düzeltmeyi yapıyor ve okurlarımızdan özür diliyoruz.


Ajans Muhabirliği gazete muhabirliğine benzemez.


Ajanslarda çalışanların çok yoğun ve hareketli olmaları gerekir.


Zamanında (1994-2000 yılları arasında) bu işi biz de yaptık.


6 yıl Milliyet Haber Ajansı, bir yıl da Doğan Haber Ajansı muhabirliğimiz var.


Bir haber atlayacağız, haberin bir yerine yanlış bir bilgi koyacağız diye ödümüz patlardı.


İHA&[#]8217;nın performansında ve titizliğinde ne yazık ki bir düşüş var.


Bu düşüşe paralel bizim de aboneleri olarak memnuniyetimiz azalıyor.


Son zamanlarda bazı konuları atlıyorlar.


Mesela en son atladıkları konu Arıt Söğütlü&[#]8217;deki ziyaretçi ve bilgilendirme merkezi açılışıydı.


AA&[#]8217;ya bakıyoruz her yere yetişmeye çalışıyor, hemen hemen her haberde var.


Muhabir tabiri caizse at gibi koşuyor. Harıl harıl çalışıyor. Bu işte çalışan kazanıyor.


Benim Milliyet muhabirliği yaptığım döneme benziyor.


Kendisini sevmem. Karakteri hoşuma gitmez.


Zaten aramızda husumet de var. Eski patronuyla beraber bana hakaret etmekten tazminat cezasına çarptırıldılar.


Aramızda husumet olması bu çocuğun artılarını görmemize engel değil.


Gazeteci olarak nasıl eksileri görmekle mükellefsek artıları görmekle de mükellefiz.


İHA, eğer bizim gibi bir abonesini yitirmek ve AA&[#]8217;nın gerisinde kalmak istemiyorsa haberlerini daha özenli bir şekilde yapmalı.


Bu arada haberi Cuma günkü sayısında veren 4 gazeteden ikisinin yaptığı yanlışa


rağmen bir başka gazetenin aynı yanlışa cumartesi günkü sayısında düşmesine ne demeli?


Bir gazete haberden bu kadar mı habersiz olur?


Bir hatamız da Romen rakamlarıyla ilgiliydi.


Bir önceki yazımızda 48&[#]8217;i Romen rakamlarıyla (XXXXVIII) böyle yazmıştık.


Hatalı yazmışız. Emekli öğretmen bir okurumuz uyardı.


48&[#]8217;i (XLVIII) şeklinde yazmamız gerektiğini söyledi.


Bu hatamızdan dolayı da okurlarımızdan özür dileriz.


Okurların uyarıları, eleştirileri çok önemlidir.


Bu uyarılar ve eleştiriler ne kadar çok olursa o kadar iyi olur.


Bunlar gazetelerin kendisine çeki düzen vermesini sağlar.


Hocamıza ikazından dolayı teşekkür ediyoruz.