Büyüklerimiz Mart ayına dert ayı demişler.


Bakın yine yapacağını yaptı.


Bu kadar sert soğuk kış ortasında bile görülmedi.


Mart aslında ilkbahar ayı ama eskilerin dediği gibi 15&[#]8217;i kış 15&[#]8217;i yaz.


Bu hesaba göre 10-15 gün daha dişimizi sıkacağız.


Nasıl olsa bir ayağımız baharda.


Malumunuz son cemrenin dün toprağa düşmesiyle cemreler de aradan çıktı.


Cemrelerle hava ve sudan sonra toprak da ısınmış olacak ama bu sefer biraz zaman alacak galiba.


Demek ki bahara 21 Mart&[#]8217;taki Nevruz Bayramı&[#]8217;ndan önce merhaba diyemeyeceğiz.


Bu arada bu aya özgü ani hava değişimlerine de çok dikkat etmeliyiz.


Malumunuz bir sıcak bir soğuk, nezle, grip için ideal ortam.


Bu ayın en önemli özelliklerinden biri de vergilerin hesaplanacak olmasıdır.


Biliyorsunuz Mart ayı aynı zamanda vergi ayıdır.


Bu aya bu sebeple dert ayı da denir.


Muhasebeciler, mali müşavirler, defterdarlık ve vergi dairesinin en yoğun çalıştığı dönemdeyiz.


Gelir vergisi beyannameleri veriliyor, kazançlar beyan ediliyor, vergiler hesaplanıyor.


Yapılan hesaplamaların sonucunda 2010 yılının vergi rekortmenleri belli olacak.


Bir de Mart kedileri var.


Bu ay aynı zamanda kedilerin dama çıkma ayı olduğu için sabahlara kadar koro halinde kedi miyavlaması (uluması) duymaya hazır olmalıyız.


Bu Mart kedileri çok ilginçtir.


Bunlar hem ederler hem bağırırlar.


İki ayaklı cinslerine dikkat.


Böyle bir cinsi tanıyorum: hem ediyor hem bağırıyor.


Yalnız bu sıralar roller değişti. Şimdi kendisini bağırtıyorlar.


Bilirsiniz Mart ayının soğuğu da meşhurdur.


Yazının girişinde de dediğim gibi havanın bir öyle bir böyle olması başta nezle grip olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkarıyor, hem de yaldızlı tarafından.


Mart ayının meşhur sözüdür: Büyüklerimiz &[#]8220;Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır&[#]8221; demişler. Her konuda olduğu gibi bu konuda da dedikleri çıkıyor.


Mart ayı ile birlikte artık kışın son günlerini yaşıyoruz.


Kışın bitiyor olması demek hava kirliliği de bitiyor demek olacağı için beni en çok sevindiren de bu oluyor.


Yetkililerin gerekeni yapıp da (denetim ve ceza) çözemediği bu sorunu zamanı gelince doğa kendisi çözüyor.


Her kış olduğu gibi bu kış mevsiminde de ne yazık ki bazı günler yoğun bir şekilde hava kirliliği yaşadık.


Hava kirliliğinin sağlığımızı tehdit ve tehlikeye düşürmesine bu kış da mani olamayan yetkililer biz böyle deyince kızıyor.


Vergi konusunda olduğu gibi bu sözüme de zahmet olmazsa (mümkünse) bir açıklama bekliyorum.


Onlara &[#]8220;Yetkililer başarılı çalışmalar yapıyor, bu sayede sorun yaşamıyoruz, Bartın&[#]8217;da hava kirliliği yok, havası, suyu, çevresi en temiz illerden biriyiz, hayatımızdan çok memnunuz, teşekkür ediyoruz&[#]8221; diyeceksiniz.


O zaman sizi öyle çok sever ki, onların gözünde bir numara olursunuz.


Anlayacağınız devamlı sırt sıvazlayacaksınız.


Bizim meslekte böyle yapanlar çok.


Bu tarz gazetecilik bizim kitabımızda yazmaz.


Böyle şeylerden hoşlanan bürokratlar da var, gazeteciler de.


Allah herkesin gönlüne göre versin, herkesi bildiği gibi yapsın.


Kedileri, soğukları, cemresi, vergileri, dergileri, sergileri, karı, kırağısı, ayazı derken bir Mart da böyle geçecek.


Mart gelir de Mart yazısı yazmamak olur mu?


Adet yerine gelsin düşüncesiyle klasik Mart yazılarımızdan birini daha kaleme almış bulunuyoruz.


Daha Mart karı yağacak, haberiniz olsun.


Ayağınızı sıcak, başınızı serin tutun.



Çocuktan al mesajı



Cumhuriyet İlköğretim Okulu öğrencileri Yeşilay Haftası&[#]8217;nda çok güzel bir etkinliğe imza attı.


Hükümet Caddesi&[#]8217;nde İl Sağlık Müdürlüğü&[#]8217;nün desteğiyle gerçekleştirilen etkinlikte tiyatro gösterileri, pankartlar ve sloganlarla sigaranın zararlarına dikkat çeken öğrenciler tüm uyarılara rağmen çevresindekileri zehirlemeye devam eden laftan anlamaz büyüklerine mesaj verdiler.


Öğrencilerin taşıdıkları pankartlar arasında &[#]8220;Anne baba dumansız hava solumak istiyorum&[#]8221; yazılı bir pankart da vardı.


Çocuklar havasında sigara dumanı olmayan bir ortamda yaşamak istiyorlar.


Bu hakları değil mi?


Çağımızın vebası, kanser hastalığının en önemli sebebi sigaradan en çok çocuklar etkileniyorlar.


Evde sigara içen anne veya babalar, teyze ya da halalar, ağabeyler ablalar, dayılar, amcalar, dedeler, nineler&[#]8230;


Çocuklarımıza, torunlarınıza, yeğenlerinize yazık günah değil mi?


Madem kendinize acımıyorsunuz bari onlara acıyın.


Hadi kendinizi zehirliyorsunuz, bir de onları neden zehirliyorsunuz.


Çocuklar pasif içici konumunda bu yüzden hem de erken yaşlarda hastalık sahibi oluyorlar.


O nedenle vücudun direnci zayıflıyor, ölümler erken oluyor.


Öğrencilerin uyarılarına, tepkilerine kulak vermek lazım.


Büyüklerden bu etkinlikte verilen mesajı alan kaç kişi olmuştur acaba?


Umarım yeteri kadar vardır.


Tabi iş sigara dumanıyla bitmiyor.


Hava kirliliğini de önlemek gerekiyor.


Çocukları kirli havadan korumalıyız, onların sağlıklı ortamlarda yetişmelerini sağlamalıyız.


Gazeteler de bu konuda düzenlenen etkinliklere geniş bir şekilde yer vermeli.


Duyarlılık oluşmasına katkıda bulunmalıyız.



Kuveyt Türk tamam, sıradaki gelsin



Kuveyt Türk ile birlikte Bartın&[#]8217;daki bankaların sayısı 12&[#]8217;e çıktı.


Ak Parti döneminde ilimizde yaşanan önemli gelişmelerden biri de banka sayısının artması olsa gerek.


Kuveyt Türk&[#]8217;le 8 yılda açılan banka sayısı toplamda 6&[#]8217;ya ulaştı.


Biliyorsunuz Bartın bankalardaki mevduat oranında derece sahibi.


Bu da bizim paramızı yatırmayı sevdiğimizi gösteriyor.


İlçelerdeki banka şubelerini de sayarsak rakam 20&[#]8217;yi buluyor.


Nüfusu 187 bin olan bir il için bu kadar banka çok değil mi?


Demek ki kapanan Pamukbank, Ticaret Bankası ve Emlak Bankası da olsaymış sayı daha da fazla olacakmış.


Bartın&[#]8217;da bu dönemde bankalarla birlikte market sayısında da çok ciddi bir artış var.


8 yılda açılan market sayısının 100&[#]8217;ü bulduğunu tahmin ediyorum.


Daha önce de yazdım Milletvekilimiz Yılmaz Tunç seçim bölgesindeki gelişmelerden söz ederken banka mevduatlarının yanı sıra 8 yılda açılan 6 banka şubesini (Garanti Bankası, Finansbank, Denizbank, İNG Bank, HSBC Bank ve Kuveyt Türk) ve açılan marketleri de konuşmalı.


Market sayısındaki artış daha çok tüketimdeki gelişmeyi gösterirken, insanlar marketlerin sayısını artıracak kadar alışveriş yapabildiklerine göre para da var demek ki.


Parasını yatırmayı seven bir il olmakla birlikte boşta kalan parasıyla da marketlerde alışveriş yapmayı seven bir il konumundayız.


Paranın kokusunu duyan geliyor.


Bu gidişle daha çok gelen olur.


Yeni şubemiz hayırlı olsun.