Henüz sonbahardayız ve kışa girmek için önümüzde daha 1,5 ay olmasına rağmen şimdiden ortalık kömür kokusundan geçilmiyor.


Kaloriferlerin bir çoğu resmen zehir saçıyor.


Özellikle akşam saatlerinde etrafı saran kokudan yakılan kömürün kaçak olduğu çok rahat anlaşılıyor.


Ucuz olduğu için insanlar ne yazık ki kaçak ve kalitesiz kömüre yöneliyorlar.


Ucuz etin yahnisi tencere dibi yakarmış.


Bartın&[#]8217;da hava kirliliğinin de etkisiyle meydana solunum yolu hastalıklarında önemli bir artış var.


Göğüs Hastalıkları Hastanesi&[#]8217;nin kış aylarında dolu, yaz aylarında boş olmasının sebebi işte budur.


Kaçak kömür, sadece yakıldığı binanın çevresinde bulunanları değil bütün şehri ve kendisini yakanı da tehdit ediyor, tehlikeye düşürüyor.


Kaçak kömür alıp yakacak masrafından kâr edenler, kirli hava yüzünden sağlıkları bozulduğu zaman ödedikleri paranın hesabını yapsalar, bırakın kullanmayı kaçak kömürün yanından bile geçmezlerdi.


Kaçak kömür kendisini kokusundan hemen ele veriyor.


Bunu uzman olmadığımız halde biz anlayabiliyoruz da kaçak kömüre engel olması gereken yetkililer neden anlayamıyor acaba?


Aslına bakarsanız bu konuda yayınlanan genelgeler, alınan kararlar uygulansa, yetkililer aldıkları kararlarla yayınladıkları genelgelerin uygulanıp uygulanmadığını kontrol etse ortada böyle bir sorun kalmaz.


Bilirsiniz; İllerde Valilikler tarafından hava kalitesini korumak için her kış öncesi bir dizi önlem alınır.


Alınan kararlarla ilgili basına bir açıklama yapılır.


Bizim ilimizde de her yıl kış yaklaşırken böyle bir çalışma yapılır.


Bu çalışmada kaloriferlerin hangi saatlerde, kimler tarafından nasıl yakılacağı, hangi kömürün kullanılması gerektiği açık bir şekilde yazıyor.


Sorun uygulamada.


Yoksa bizde kağıt üzerinde istemediğiniz kadar karar, kanun, genelge ve yönetmelik var.


Kirli hava ile mücadelede ve köpeklerle ilgili konularda olduğu gibi alınan bazı kararlar kağıt üzerinde kalmasa, sorun çözülecek ve memleket daha yaşanabilir olacak.


Kaçak kömürle mücadele edilmesini istiyoruz.


Vatandaşın sağlığıyla daha fazla oynanmamalı.


Valilik, Belediye, İl Hıfzısıhha Kurulu ve İl Sağlık Müdürlüğü bu memleketin havasını soluyor.


Hemen harekete geçmeli.


Kış gelmeden önlem almalı.


Yoksa herkes ağzında maskeyle dolaşmak zorunda kalabilir.


Geçen yıl Çevre ve Orman Müdürü Zeki Şaltu, denetlemelerle ilgili konuştuğumuzda eleman yetersizliğinden yakınıyordu.


Eleman yetmiyor diye denetim yapmamazlık olur mu?


Olmaz, olamaz, olmamalı.


Müdürlükte eleman yoksa Valilik devreye girmeli ve başka kurumlardan geçici olarak buraya denetim yapmak üzere personel görevlendirilmeli.


Sitelerin, apartmanların ve resmi ya da özel diğer konutlarla işyerlerinin kömür depolarında inceleme yapılmalı, kaçak ve kalitesiz kömürler bulunduğunda el konulmalı, sahipleri cezalandırılmalı.


Gerçi böyle kaçak köçek şeyleri yazınca bana kızıyorlar ama olsun.


Toplumu, toplumun sağlığını, kamu yararını ilgilendiren konularda yazmayacağım da hangi konularda yazacağım?


Salah akşam dumandan göz gözü görmüyor.


Şehir karbonmonoksit kokusundan geçilmiyor.


Şimdiden böyle olursa işimiz var demektir.


Bu kışı zor çıkarız gibi geliyor.


Hava kirliliğine dikkat!



Kalem ishali



MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, DTP&[#]8217;lilere yönelik sert eleştirilerinin ardından hızını alamamış, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Arınç&[#]8217;ı eleştirirken de, &[#]8220;ağız ishali olmuş&[#]8221; ifadesini kullanmış.


Ekici&[#]8217;nin teşhisi ilginç.


Sayın Arınç buna nasıl cevap verir bilmiyoruz.


Bildiğimiz bu ishal çeşidine bizim meslekte &[#]8220;kalem ishali&[#]8221; şeklinde rastlanıyor.


Kalem ishali olan gazeteci, ağız ishali olan siyasetçiden daha kötüdür.


Bu hastalığa yakalanan gazetecide; yalan, dolan, çarpıtma, yağcılık, yoğurtçuluk, tehdit, şantaj, ilkesizlik, arsızlık, yüzsüzlük, meslek ahlakına uygun olmayan yayınlar, sağa sola sataşmalar, iftira atmalar çoktur.


Bu saydıklarım zaten bunların var olma sebebidir.


Çamur at, izi kalsın mantığıyla hareket eden bu tipler yazdıkları yalana bir süre sonra kendileri de inanırlar.


Kalem ishalinin ileri bir boyutu daha var, o da; zehirli kalem ishali.


Zehirli kalem ishali daha tehlikelidir.


Allah bu hastalığa yakalananları ıslah etsin.



Ağaçlar ve projeler



Batı Karadeniz sahil yolu Amasra&[#]8217;dan geçerken güzergah boyunca yüzlerce ağaç kesilmişti.


Aynı şey Kozcağız yolu yapılırken de oldu.


Bu sadece yöremize özgü bir şey de değil.


Türkiye&[#]8217;nin ve dünyanın neresine giderseniz gidin yol yapılırken ağaçların kesildiğini görürsünüz.


İsterseniz ağaçları kesmeyebilirsiniz.


O zaman ya yoldan vazgeçeceksiniz ya da yolu daha çok masraf ederek başka bir yerden geçireceksiniz.


Siz hangisini tercih edersiniz bilmem ama belediye Orduyeri köprüsünün altında yol genişletme çalışması yaparken birini tamamen diğerini kısmen olmak üzere iki büyük ağaç keserek, tercihini bilinen ve yaygın olarak kullanılan seçenekten yaptı.


Kesilen ağaçlar çınar ağacıydı.


Üstelik tescilliydi.


Yani koruma altındaydı.


Bu projenin uygulanabilmesi için bu çınarlardan birinin kesilmesi, diğerinin de budanması gerekiyordu.


Nihayetinde ağaçlar doğanın dengesini korumak ve insanların hayatını kolaylaştırmak için var.


Yollar da insan hayatını kolaylaştırmak için yapılıyor.


İstediğiniz yerden yol geçiremeyeceğinize göre (hele Bartın gibi bir yerde) bu tablo kaçınılmaz.


Amasra Kuşkayası mevkiinde yol genişletme çalışmaları kapsamında kesilen iki çam ağacına da bu gözle bakmak gerekir.


Çam ağaçları kesildikten sonra bu alanda meydana gelen açıklık, yolun dört şeride çıkmasını sağlayacak kadar genişti.


Araçlar buradan artık daha rahat ve güvenli bir şekilde geçebiliyor.


Ya yolu tercih edeceksiniz ya da ağaçları.


Bakın Yalı mevkiinde turizm projesi uygulanıyor, ilk önce ağaçlar kesildi.


Ağaçlar projenin önüne bu örnekte de geçemedi.


Her nimetin bir külfeti olur derler.


Bu da o hesap.


Sözlerimizden yeşili, ağacı, doğayı sevmiyoruz anlamı çıkarılmasın.


Ağaçların kesilmesini biz de istemeyiz.


Kuşkayası&[#]8217;nda, Orduyeri&[#]8217;nde, Amasra&[#]8217;da, Kozcağız&[#]8217;da, Yalı&[#]8217;da yol ve turizm projeleri için yapılan zorunlu kesimlerde giden her ağacın yerine uygun yerlere yeni ağaçlar dikilirse zarar bir nebze telafi edilmiş olur.


Demokrasilerde her soruna bir çözüm var.


Kesilen ağaçlardan çok ağaçlandırma yapalım, olsun bitsin.