Milli mücadele yıllarında Sultan Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa´yı Dokuzuncu
Ordu Müfettişliği ve Padişahın Fahri Yaveri sıfatıyla Anadolu´ya bir gemi
tahsis edip gönderdiğini hepimiz tarih sayfalarından okumuşuzdur. Mamafih
Mustafa Kemal´in ´´Padişahın Yaveri´´ sıfatını da kullandığı 20 Mayıs 1919
tarihli ve ´´Sadaret Yüksek Makamına´´ başlıklı telgrafında Samsun´a çıktığı
Anadolu insanı üzerinde meydana getirdiği heyecanı dile getirmektedir şöyle ki;



´´
Gaye ve düşüncelerini, sadece millet ve devletin kurtuluş selametine hasreden
Padişah Hazretlerinin kutsal kişiliğine olan tam bağlılık ve yeniden
başkanlığını üzerinize aldığınız hükümetin en kesin teşebbüs ve hareketlerde
bulunarak milletin hukukunu koruyacağına olan tam bir güven gönül rahatlığı ile
sükünetin muhafaza edilmekte olduğuna arz ederim.´´ ifadeleri Sultan Vahdettin
ve Damad Ferid Kabinesi hakkındaki söylenti ve iftiraları bir kalemde rededer.




Padişah ve Mustafa Kemal arasındaki yazışmalar o kadar içtenlikledir ki, bu
ifadelerden İngilizlere karşı bir danışıklı dövüş içinde oldukları
anlaşılmaktadır. İngilizler askeri ve mülki selahiyetlerle mücehhez Mustafa
Kemal Paşa´nın Dokuzuncu Ordu bölgesinde asayişi temin ve silah cephane
toplanmasını menfaatlerine uygun gördüklerinden kolaylıklar sağlanmaktadır.
Mustafa Kemal, İstanbul hükümetiyle vatanın ve milletin kurtuluşunun temini
için muhabere, müzakere ve teşebbüste bulunup başladıktan sonra, Başlangıçta
gelişmelere seyirci kalan İngilizler Samsun bölgesinde İngiliz askerlerine
karşı Osmanlı 3. ordusu Başkumandanının tavır takınıp onları belli yerlere
sokmaması üzerine devreye İngiliz Fevkalede Komserliğini sokuyorlardı. O da 9
Temmuz 1919 tarih ve 2002 sayılı yazılı ile Dışişleri Bakanlığından 3. Ordu
Başkumandanı ve Mustafa Kemal hakkında şikayette bulunuyor. Onların İstanbul a
çağrılmasını istiyor. Mamafih İngilizler derhal müdahalelerde bulunup Sultan
Vahdettin ve Damad Ferid Kabinesini sıkıştırarak Mustafa Kemali İstanbul a geri
getirtilmesi yönünde baskılara başlıyorlar.




5 Haziran 1919 tarihli Mustafa Kemal Paşanın telgrafı bağımsız bir devletten
bahsediyor. 18 Haziran 1919 da İçişleri bakanlığına çektiği telgrafta ise Vali
ve Kaymakamların yerlerinin değiştirilmemesini arz ediyor. Anlaşılıyor ki
İstanbul hükümetiyle tam bir sıkı işbirliği devam etmektedir.