24 Eylül tarihli sayımıza &[#]8220;Yemek skandalı&[#]8221; 27 Eylül tarihli sayımıza da &[#]8220;Öğretmenevleri bu işi yapamaz&[#]8221; başlıklarıyla manşet olan haberimiz günün konusu olmaya devam ediyor.


Bilmeyenler varsa onlar için olayı özetleyelim:


Taşımalı eğitim gören 36 okulda 8 bin civarında öğrencinin öğle yemeği için yapılan yemek ihalesinde sorun çıkınca ihale iptal ediliyor ve Milli Eğitim Müdürlüğü yeni bir ihale yapmak yerine işi Öğretmenevine veriyor.


Öğretmenevi de Balamba mevkiindeki Umut İlköğretim Okulu&[#]8217;nun sığınağında, (Milli Eğitime göre mutfak) yemek hazırlıyor, okullara dağıtıyor.


Yemeklerin mutfağa dönüştürülen bir okul sığınağında merdiven altı tabir edilen bir yerde hazırlanmasından dolayı olayın sağlığı ilgilendiren bir yönü bulunuyor.


Görevi üyelerine ve üyelerinin yakınlarına yemek ve konaklama hizmeti vermek olan öğretmenevlerinin dışarıya yemek işi yapıp yapamayacağı konusu da olayın bir başka yönü.


Kamu İhale Kurumu&[#]8217;nun konuya nasıl baktığını pazartesi günkü sayımızda verdik.


Kurum, taşımalı eğitim gören okulların öğlen yemeği işini üstlenen Mersin Anamur ve Van Çaldıran Öğretmenevlerinin aldığı işleri iptal etmiş.


Öğretmenevlerinin bu işi yapamayacağına karar veren kurum konuyu ihale kanununa aykırı bulmuş.


Bartın&[#]8217;ın da bu durumda iptali kaçınılmaz.


İşin ilginç yanı ve bence asıl üzerinde durulması gereken yanı devletin yerelde olaya yaklaşımıdır.


Milli Eğitim Müdürlüğü kendisine bağlı bir kurum olan öğretmenevine ihalesiz, yönetmeliklere ve ihale kanununa aykırı bir şekilde iş veriyor.


Piyasada bu işleri yapan firmalar var ve sonuçta haksız rekabet yaratılıyor.


Gıda işiyle uğraşan firmaların gıda üretim izni ve gıda mühendisi olup olmadığına, üretim yapılan yerin hijyen kurallarına uyup uymadığına bakan Tarım İl Müdürlüğü, binlerce öğrencinin yemek işini alan öğretmenevine bu işlemleri yapmıyor, yapamıyor.


Yemeklerin taşınacağı araçların K 1 belgesi olup olmadığı konusu da emniyetin ve jandarmanın işi.


Biz daha önce yemek dağıtımı yapan bir firmaya K 1 belgesi olmadığı için yasal işlem yapıldığını biliyoruz.


Devlet başkasına gelince aslan, kendisine gelince kuzu.


Bu konu kaçak yapılaşma sorununda da karşımıza çıkıyor.


Biliyorsunuz Güzelcehisar&[#]8217;da geçen yıl kaçak bina yıkımı yapıldı.


Önceki yıllarda verilen yıkım kararları uygulanması sonucu sahilde bulunan 16 bina yer ile yeksan oldu.


Konu İl Genel Meclisi&[#]8217;nde tartışılırken bazı meclis üyeleri devletin de kaçak yapıları var, bunlarında yıkılması gerekir dedi.


Biz de yazılarımızda bu konuyu işledik.


Ayrıca sorun sadece Güzelcehisar&[#]8217;a mahsus değil.


Bartın&[#]8217;da hakkında önceki yıllarda yıkım kararı verilen çok sayıda kaçak yapı var.


Kent merkezi, Amasra, Çakraz, İnkumu ve Mugada sahillerinde bu durumda olan binalar ne olacak?


Bu noktada ortaya &[#]8220;Devlet gıda üretimi yapan firmayı denetler, aynı işi yapan resmi kurum olunca denetlemez&[#]8221; ve &[#]8220;Devlet istediği kaçak yapıyı yıkar, istemediğini yıkmaz&[#]8221; gibi bir görüntü ortaya çıkıyor.


Bir örnek de elektrikten.


Elektrik idaresi devletin elindeyken borcu olan resmi dairelerin elektrikleri kesilmezdi.


Vatandaş borçlu oldu mu anında görüntü.


Şimdi özelleşti, şirket oldu da borç durumunda vatandaşın ki gibi devletinkiler de kesilmeye başlandı.


Hukuk devletindeyiz ve devlet de dahil olmak üzere zengin fakir, nüfuzlu nüfuzsuz, makamı olan olmayan, ensesi kalın ya da ince herkes kanunlar önünde eşit diye biliyoruz.


Bildiğimizle kalıyoruz.


Bunun kağıt üzerinde kaldığını, uygulamada sorunlar bulunduğunu görüyoruz.


Bu durumda istediğiniz kadar yasa veya anayasa değiştirin, zihniyet değişmediği sürece olmaz.


Bu kafayla bir yere varamayız.





Milli Eğitim Müdürü&[#]8217;ne sorular



Milli Eğitim Müdürümüz Cuma günü bana telefonda dediği gibi pazartesi günü açıklamasını yaptı.


Bir önceki yazımda &[#]8220;Müdür Bey&[#]8217;e göre her şey kurallara uygunmuş. Tabi öyle diyecek.


Siz hiç yaptığımız iş yanlış diyeni gördüğünüz mü? Şahsen ben 20 yıldan bu yana gazetecilik yapıyorum (inşallah bir 20 yıl daha yapacağım) hiç yapılan bir haber karşısında &[#]8216;evet hatalıyız, böyle olmaması gerekirdi, hatamızı düzelteceğiz, basın bize eksiğimizi, yanlışımızı gösterdi, teşekkür ederiz&[#]8217; diyen kimseyi görmedim&[#]8221; demiştim.


Her zaman ki gibi yine yanılmadım.


Aynen dediğim gibi oldu.


Sayın Yeşilyurt da üzerine toz kondurmadı ve öğretmenevini savunan bir açıklama yaptı.


Hiç kusura bakmasın ama yaptığı savunma körü körüne yapılmış bir savunma.


Söylediklerine kendisi inanıyor mu bilmiyorum ama bize hiç inandırıcı gelmedi.


Açıklama çelişkilerle ve yanlış bilgilerle dolu.


Ayrıca Umut İlköğretim Okulunun bodrumunda kurulan mutfağın gıda üretim izni ve burada üretilen yemeklerin dağıtımında kullanılan araçlar için gerekli olan K1 belgesi gibi cevabı verilmeyen sorular var.


Müdürümüze bunları bir kez daha soruyoruz.


İşin öğretmenevine verilmesinden devletin kârı var mı, varsa ne kadar var?


Öğretmenevinin gıda üretim izni var mı?


Yemekleri taşıyan araçların K1 belgesi var mı?


Müdürümüz açıklamasında orası sığınak değil mutfak diyor.


Cuma günü bana telefonda &[#]8220;Orası sığınak değil, okulun kullanılmayan, atıl durumdaki bir atölyesi&[#]8221; demişti.


Hangisi doğru, atölye mi, mutfak mı?


Bayındırlık&[#]8217;taki projede burası ne görünüyor; atölye mi, mutfak mı, sığınak mı?


Burası Müdür Bey&[#]8217;in pazartesi günü yaptığı yazılı açıklamada demesine göre mutfak olarak dizayn edilmiş.


İyi de mutfak olarak dizayn edilen bir yeri mutfak olarak kullanmak için Valilikten izin almak da neyin nesi?


Çelişkiye bakar mısınız?


Müdür Bey burada yemekler hijyen kurallarına göre modern ve sağlıklı bir şekilde hazırlanıyor diyor.


Madem öyle burası neden gazetecilere açılmıyor, içeriden görüntü alınmasına izin verilmiyor?


Öğretmenevi zarar ettiği için mi bu iş alındı?


Bu işten kazanılacak para ile zarar azaltılmak mı isteniyor?


Bu sorular da cevaplarını arıyor.


Sayın müdürümüz &[#]8220;ihale sonuçlandırılamadı&[#]8221; diyerek gerçek dışı beyanda bulunduğumuzu söylemiş.


Asıl gerçek dışı beyan ihalenin sonuçlandığını söylemektir.


Milli Eğitim&[#]8217;in ihale iptal kararının iptali için Kamu İhale Kurumuna başvuruda bulunuldu.


Kurum inceleme yapıyor, yani süreç henüz tamamlanmadı, bir başka deyişle ihale sonuçlanmadı.


Nitekim Vali İsa Küçük de konuyla ilgili açıklamasında ihale sürecinin devam ettiğini belirtiyor.


Sayın Milli Eğitim Müdürünü böylece Kamu İhale Kurumu ve Öğretmenevi Yönetmeliğinden sonra ilin Valisi&[#]8217;de yalanlamış oluyor.


Kamu İhale Kurumu, 2006 ve 2008&[#]8217;de verdiği kararlarda öğretmenevlerinin taşımalı eğitimin yemek işini yapamayacaklarını belirtiyor.


Ayrıca öğretmenevleri yönetmeliği de böyle bir işe izin vermiyor.


Biz bunları haberlerimizde verdik.


Demek ki Sayın Müdürümüz anlamak istememiş.


Kurum yakında bu işi çözer.


O zaman kimin dediği doğru, hepimiz görürüz.