Yakınlar görür.
Tavsiye ederler.
Anne-baba bir bahane bulur.
Ziyaret gerçekleşir.
Gelin adayını kendi gelenek-göreneklerine göre test ederler.
Hizmeti.
Terbiyesi.

Becerisi.
Eski topraklar.
İnsan sarrafı.
Zaten bir ön bilgi de var.
Bir bakışta anlarlar.
Gelin olacak kişinin ileride evin anası olacağını...
Yuvayı ayakta tutacağını...
Zaten bütün zor görevler, kadına aittir.
Evin iç düzeni.
Dış düzeni.
Tarla, bağ-bahçe.
Şimdi filmi geriye doğru sarıyorum da.
Bizim analarımız hayat denen olgunun...
Yaşamın...
Ne olduğun anlamadan ömür sürmüşler.
Doğmuşlar.
Evleninceye kadar aileye hizmet.
Daha sonrası...
Kendisine çizilen çerçevede, kendi yuvalarının kadını olmuşlar ki...
Kadın olgusu burada yavan kalır.
Akışın merkezinde yer almışlar.
Herşey onun etrafında dönmüş.
Ancak burada yön belirleyiciden çok hizmet etme görevi.
Çalışmak düşmüş nasiplerine...
Biraz daha ilerleyen günlerin konusu bu.
Konumuz...
Kız isteme...
Eğer aile de kızı beğenirse.
Görücü usulü denen olay gerçekleşmiştir.
Burada kızın...
Veya oğlanın çok bir seçeneği yok.
Hatta...
Oğlan ık-cık edebilir.
Kızın ise asla ve kata...
İşin garibi şu...
Türk örf ve adetinde böyle bir durum yok.
Genelde gönül işi.
Bu bizim, biraz daha başka kültürlerin etkisinde bırakılmış halimiz.
[*] [*] [*] [*]
Karar verilmişse...
Bir köy büyüğü bulunur.
Zaten sayıları çok az olur.
Toplum nazarında sözü geçen.
Gün görmüş.

Her iki ailenin de yeri geldiğinde hakem olarak sözüne itibar edeceği kişi.
Önceden kız tarafına haber gönderilir.
- Hayırlı bir iş için ziyaret edeceğiz.
Önce gidilir.
Laf (söz) atılır...
Racon budur.
O kıza bu olay neticeleninceye kadar kimse ilişmez.
Sonra olumlu gelişirse.
Başka zaman söz kesilir.
Gelinin yaşayacağı ev.

Kiminle duracağı.
Aile ile birlikte mi yaşayacak?
Ayrı ev mi yapılacak?
Sonra...
Nereler alınacak?
Altın.
Eşya.
Konuşulur.
Düğünün akışı.
Düğün tarihi.
Hepsi bir karara bağlanır.
Çoğu zaman tüm bu işlemlerde sonra görür kız, evleneceği genci.
Rivayet o ki...
Evlendiği gece görenler dahi varmış.
Geldiğimiz nokta...
Kadının yaşam...
Hayatta yer edindiği durumda halen çok ciddi eksiklikler olduğu bir gerçek.
Bırakın aileyi...
Toplumu ayakta tutan bir büyüklük abidesi olduğu görülmezden gelinmesi başka bir gerçek.
Son olarak...
Artık toplumda kıymet verilen büyükler mi kalmadı.
Yoksa büyükleri görmezden mi geliyoruz.
Ayrı bir yazı konusu...