Kader…
Sözlükte “gücü yetmek; planlamak, ölçü ile yapmak, bir şeyin şeklini ve niteliğini belirlemek, kıymetini bilmek; rızkını daraltmak” gibi mânalara gelir…
 Kader, “Allah’ın bütün nesne ve olayları ezelî ilmiyle bilip belirlemesi” diye tarif edilir.
Diyanet böyle açıklıyor.
***
Deprem oldu.
Can kayıpları.
Mal kayıpları.
Hepsi kadere bağlandı.
O zaman ‘düşünüp tutalım’ diye bize verilen akıl ne olacak?
Hani kader gayrete aşıktı?
Bu işin aslı.
Yaptıklarımızdan veya yapmadıklarımızdan başımıza gelenler için Allah’ı suçluyoruz.
O yaptı!
Elbette, o dilemezse, izin vermezse olmaz da…
Bir de elimizle yaptıklarımızdan dolayı başımıza gelenler var.
***
Biz zemin etüdü yapmayalım.
Temeli düzgün atmayalım.
Kolonları kurallara göre yapmayalım.
Duvarları olması gerektiği gibi örmeyelim.
Satın alırken ‘biz burada yaşayacağız’ deyip gerekli hassasiyeti göstermeyelim.
Denetlemesi gerekenler işlerini eksik yapsın.
Sonra bina yıkılmış.
***
Deprem bu…
Binaları yıkar.
Yerin altını üstüne getirir.
Ama deprem binaları un ufak edemez.
Toz duman edemez.
***
Geçmişte öyle oldu.
Böyle oldu.
Neden oldu?
Nasıl oldu?
Önümüzde dağ gibi enkaz var.
Halen ibret almıyorsak.
Düşünmüyorsak.
Akıl üretmiyorsak.
Çok diyecek bir söz yok.
***
Eğer kendimize çeki düzen vereceksek.
Bugünden başlamalıyız.
Nasıl mı?
Hemen evi değiştiremezsek birkaç dübel birkaç vida alıp eşyalarımızı sabitleriz.
Yatağımızın başucuna bir düdük bırakalım.
Bu bizim niyetimizi gösterir.
Asıl olması gerekenleri zaten biliyoruz.
Çok hızlı bir şekilde keyfimizden feragat edip asıl ihtiyacımız olan…
Bizi hayata tutunduracak olan önlemlere bakalım.
Evdir, çadırdır, konteynerdir.
Hem depremzedelerin yaralarını saralım.
Hem kendimizi yeni depremlere hazırlayalım.
Bunun başka çaresi yok.
Yapmazsak ne olur?
Üzülen biz oluruz.
Kaybeden biz oluruz.
Birey olarak ölürüz.
Devlet olarak kaybederiz.
Acı, keder, yokluk.
Bizi bekliyor.
***
Yetkililere gelince.
Onlar da uzaydan gelmiyor.
Hepsi bizim milletimizin fertleri.
Bizim devletimizin görevlileri.
Kimini biz seçtik.
Kalanını bizim seçtiklerimiz atama yaptı.
Kısacası…
Topu başka yere atarak bu işten kaçıp kurtulamayız.
Bir an önce kolları sıvayalım.