Böyle bir yapı var.

Yasal.

5651 sayılı kanun ile kuruldu.

Ne yapıyor?

Hakimler karar veriyor.

“Falanca içeriği yayından kaldırın.”

Onlar mail atıyor.

Biz cevap veriyoruz.

“İçerik yayından kaldırıldı.”

Burası hakimin verdiği kararı basına bildiriyor.

Hakimler ne yapıyor?

Her gelen talebe olumlu cevap veriyor.

Konu hemen hemen aynı.

Kişilik hakları ihlal edilmiş.

İtibarı sarsılmış.

Vesaire vesaire…

Kişisel olanları anladık.

Yoruma açık.

İnsanlar hakkında amir hüküm sahibi yasaların yoruma açık olması ayrı olay da…

Neyse…

Herhangi bir eleştiriyi…

Sınırı aşanı…

Engel kararı veriliyor.

Eyvallah.

Aynı konuda dava açılıyor.

Mahkeme orada suç bulamıyor.

İki mahkeme birbiriyle çelişiyor.

İşin en acısı…

Adli vakalar.

Hakim karar vermiş.

Dinleme yapılmış.

Savcı operasyon emri vermiş.

Kolluk kuvvetleri suçüstü yapmış.

Sanıklar tutuklanmış.

Bu bilgiler ışığından haberler yapılmış.

İsimler kodlu.

Yüzler kapalı.

Sanık içeriden dava açıyor.

İtibarı zedelenmişmiş…

Hemen yayın yasağı geliyor.

Haberlerin yayından kaldırılması isteniyor.

Ki öyle de oluyor.

Trafik kazası oluyor.

Böyle…

İntihar oluyor.

Böyle…

Cinayet oluyor.

Yine aynı…

Burada duruyorum.

Yorumu okura bırakıyorum.

ESB ne yapsın?

Böyle hukuk sistemi varken…

Yayıncılar ne yapsın?

Suçlular yasaların tüm lehine maddelerinden sonuna kadar yararlanıyor.

Daha ne büyük sorunlarımız var…

Medeniyet Araştırmaları ve Değerler Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin (MEDEM) organizasyonuyla, depremzede çocuklara kahvaltı veriliyor.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de buradaki kahvaltıya katılıyor.

Sonra veryansın.

Manzara şu…

Yeterli organizasyon olmadığı için çocuklara yer sofrası kurulmuş.

Bırakın yer sofrasını…

Dedeman’da onları ağırlasak haklarıdır.

İnsanoğlu her zaman en güzeline layıktır.

Böyle olmasa daha iyi olur muydu?

Olurdu.

Ama bu bir eksiklik.

Hata değil.

Bu bir yetememezlik.

Yıllardır sabah namazı buluşmaları yapılıyor.

İnsanlar yer sofrasındalar…

Hiç sorun değil.

Mersin, Şanlıurfa, Ağrı, Sivas, Malatya, Diyarbakır, Muş, Mardin illerinde bir çok eve misafir oldum.

Hepsinde yer sofrasında ağırlandık.

Çok da mutlu olduk.

Şimdi biz öküz altında buzağı aramayı bırakalım.

İllaki Rektör Hoca’ya bir şey diyeceksek…

Onlardan bu çocukların geleceği için daha etkin çalışmalar, projeler isteyelim.