AK Parti Zonguldak İl Başkanı Muammer Avcı ve kardeşi Mustafa Kemal Avcı, Pusula’da çıkan yazıların ardından üç gündür TTK’ya ait Zonguldak Limanı’ndaki gümrüklü sahaya araç park etmiyorlar!

Bu konunun yazılması mı gerekiyordu?

Eskiden belediyenin ücretli park yerlerine araçlarını bırakan Avcı kardeşler, Muammer Avcı’nın İl Başkanlığının ardından TTK’ya ait Zonguldak Limanı’ndaki gümrüklü sahayı kullanmaya başlamışlardı!

Güvenlikçiler karşı çıkınca, çok önemli meseleymiş gibi TTK yönetimine ulaşmışlar ve gümrüklü sahayı, rahmetli babalarının çiftliği gibi kullanmaya başlamışlardı!

Biri de çıkıp, “Siz, kimsiniz? Ne özelliğiniz var? 'Babanız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile tanışıyor' diye devletin imkanlarını böyle hovardaca kullanma hakkını kimden alıyorsunuz?” demiyor!

İnsan, babası sayesinde geldiği bir makamda böyle sorumsuz davranır mı?

Milletvekillerine afra-tafra...

Belediye başkanlarına afra-tafra...

Valiye ayrı afra-tafra...

İl Gençlik Kolları Başkanına afra-tafra...

Bürokratlara ayrı afra-tafra...

Basına ayrı afra-tafra...

Kimsiniz siz ya?

Yok, Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz’a şikayet etmeler...

Yok, İçişleri Bakanlığı’na şikayet etmeler...

Yok, Adalet Bakanlığı’na şikayet etmeler...

Haberimiz olmadığını mı sanıyorsunuz?

Siz, çocuk gibi sağa-sola bizi şikayet edeceğinize; kendi hal ve hareketlerinize, yaşantınıza, davranışlarınıza dikkat edin!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gece-gündüz çalışsın...

Siz, Zonguldak’ta onun adına hava atın!

Yok öyle yağma...

Kim bu ilçe başkanı?

Bir süredir kulağıma ilginç haberler geliyor.

Zaten benim bir kulağım duyuyor.

Ona da hep ilginç haberler geliyor.

Zonguldak'ta bir ilçe başkanı, seçim için tutulan ofisin parasını ödememek için, “Bizde para yok” diyor!

Paranın bir kısmı, bir şekilde ödeniyor!

Ama az önce "paramız yok" diyen ilçe başkanı, gerekli olan paradan daha fazlasını piyasadan topluyor!

Belediye başkanlarından topluyor!

Bakkaldan topluyor!

Manavdan topluyor!

Elektrikçiden topluyor!

Marketçiden topluyor!

Demirciden topluyor!

Pastacıdan topluyor!

Hem de öyle-böyle değil!

5’er, 10’ar topluyor!

Başkanın boyu uzun!

Kolu uzun!

Uzandığı her yerden topluyor!

Peki, seçim ofisinin parasını ödemeyen başkan, bu paraları ne yapıyor?

İşte zurnanın "zırt" dediği yer de burası!

Oraya geleceğiz...

Profesör-Dolandırıcı...

Şimdi size bir soru soracağım...

Siz; mesleğinde başarılı, yöneticiliğinde başarılı, akademik kariyerinde başarılı bir profesöre mi inanırsınız yoksa niteliksiz ve meteliksiz bir dolandırıcıya mı?

Sözünü ettiğimiz profesör, yıllardır ilimle-bilimle uğraşıyor...

Binlerce öğrenci yetiştiriyor...

Sözünü ettiğimiz niteliksiz ve meteliksiz dolandırıcı ise, önüne geleni dolandırıyor!

Bankalara, kamu kurumlarına, lastikçiye, kaportacıya, yedek parçacıya, eşe-dosta borç takıyor!

Biri bankalarla çalışıyor, diğeri tefecilerle çalışıyor!

Hangisine inanırsınız?

Ben, profesöre inanırım.

Ya siz...