Sosyal medyadan takip ederim.

Zaman zaman karşılaşırız.

Gümeli Belediye Başkanı Sayın Ahmet Saydam...

Çalışıyor...

Makine alıyor.

Yol yapıyor.

Bina yapıyor.

Çoğu ilçe belediyesine oranla iyi çalışıyor.

İmkanlara...

Görev yerine...

Beldenin coğrafi yapısına...

Bakıyorum.

İmkanlara bakıyorum.

Bir de ilçe...

Hatta il belediyesine bakıyorum.

Zonguldak merkezinde bir buçuk caddeyi kullanılabilir hale getiremeyen bir belediye...

Başkan...

Vesaire...

Neresinden tutarsanız...

Tutun...

Sonuç ortada...

Bir de dağın tepesine kurulmuş bir belde...

Dağınık mahalleler...

Ona rağmen yapılan çalışmalar...

Yüzölçümü açısından bakmadık.

Belki de Zonguldak Belediyesi sınırları kadar büyük...

[*] [*] [*] [*]

Konuyu dağıtmayalım...

Zonguldak'ın yapısında değişiklik olursa...

Gümeli Belediyesi kapatılacak.

Oraya hizmeti kim yapacak?

Merkez...

Nasıl gidecek?

Şu anda öyle bir ihtimal görünmüyor.

Acizane tavsiyemiz...

Sayın Ahmet Saydam...

Nasıl olur?

Nasıl yaparsın?

Orasını bilmiyorum.

Mutlaka yasal yolları vardır.

Bin bir zorlukla aldığın ekipmanları verirsen...

"Hizmet gelecek" diye beklersin...

Tekrar bakıp incelemek lazım...

Mutlaka yasal bir yolu vardır.

Şimdiden önlem almak lazım...

[*] [*] [*] [*]

Sonuç...

Zonguldak'ın yapısı değişebilir.

Değişir...

Allah mükellefiyetten bugüne yüzü bir türlü gülmeyen Zonguldak'ın köylüsüne sabır versin...

Yalancı hikayesi...

Durmadan yalan söylerdi.

Bu yüzden kimse onu sevmezdi.

Ondan söz edilirse...

- Yalancı çocuk mu?

- Hep yalan söyleyen çocuk mu?

Vb. sözlerle anılırdı.

Annesi bir gün onu evde bıraktı.

Çarşıya gitti.

Giderken de tembihledi.

- Uslu dur.

Sakın yaramazlık yapma!

Yalancı söz verdi.

Ama tutmadı.

Annesi gider gitmez kibritle oynamaya başladı.

Kibriti yakıyor.

Sonra üflüyor.

Eğleniyordu.

Nasıl oldu anlayamadı.

Birden perde tutuştu.

Korktu!

Panik ile sokağa fırladı.

Yardım istedi...

- Koşun!

Yardım edin.

Perde tutuştu.

Evimiz yanıyor.

Bağırdı...

Çağırdı.

Çırpındı...

Kimse inanmadı.

- Yalan söylüyorsun.

- Bu kez yalan söylemiyorum.

İnanın...

Evimiz gerçekten yanıyor...

Ama nafile...

İnanmadılar...

[*] [*] [*] [*]

Hikayenin değişik versiyonları var.

Nasreddin Hoca...

Sonu kötü biten...

İyi biten...

Neyse...

Yalan, bütün kötülüklerin anasıdır.

Geldiğimiz nokta şu...

En güzel yalan söyleyen...

En çok söyleyen...

Önümüze konulan sandıklardan çıkıyor.

Şöyle bakalım...

Seçilen insanlar seçimlerde verdikleri sözün yüzde birini tutsalar...

Zonguldak'ın çilesi biter...