Bizde çok hikaye vardır.

Etrafımızda&[#]8230;

Hatta bizimle ilgili&[#]8230;

Dün böyleydi&[#]8230;

Bugün böyle oldu.

Burnu büyüdü.

Örnek;

Çobandı, öğretmen oldu.

Üç-beş kuruş para kazandı.

Fabrikaya-ocağa işe girdi.

Yönetime girdi.

İlçe-il başkanı oldu.

Milletvekili-bakan oldu.

Araba-ev aldı.

Vesaire&[#]8230;

Örnekleri çoğaltmak mümkün&[#]8230;

Kendi çevrenize ve kendinize bakınca, sizde eklersiniz.

- Doğru yazmış.

- Falanca da böyle olduydu.

Ve sonuna ekleriz.

Burnu büyüdü.

Kimseyi tanımıyor.

Parayı buldu, şımardı.

Falancanın oğlu&[#]8230;

Filancanın kızı&[#]8230;

Adam mı oldun?

Biz senin geldiğin yeri biliriz?

Bugün tam ona göre bir hikayemiz var.

[*] [*] [*] [*]

Gazneli Sultan Mahmud&[#]8217;un kölesiydi.

Çok sadıktı.

Meşhur olmuştu.

İsmi Eyaz&[#]8217;dı.

Ünü, sadakati onun kıskanılmasına neden olmuştu.

Onu gözden düşürmeye çalıştılar.

Değişik hileler&[#]8230;

Desiseler&[#]8230;

Denediler&[#]8230;

Olmadı&[#]8230;

En sonunda padişaha şikayet ettiler.

- Eyaz&[#]8217;ın bir odası var. Altın dolu küplerini orada saklıyor.

Eyaz&[#]8217;ın gerçekten bir odası vardı.

Sürekli kilitli tutuyordu.

Padişah da merak etti.

Bunu iddia eden beye, odayı aratma izni verdi.

Gece yarısı oldu.

Bey, adamlarıyla odanın kapısına dayandı.

Kapıyı vurdular.

Eyaz açtı.

İçeri girdiler.

Sağa-sola bakındılar.

Yırtık-pırtık bir post&[#]8230;

Eski bir elbise&[#]8230;

Eski çarıklar&[#]8230;

Başka da bir şey yok.

Afalladılar.

Sonra başka yol aradılar.

- Altınları gizlemiştir.

- Başka yere saklamıştır.

Vesaire&[#]8230;

Düşündüler.

Gizli yer aradılar.

Yeri kazdılar.

Duvarları oydular.

Tavanı, döşemeyi kaldırdılar.

Bir şey bulamadılar.

Çaresiz, öylece ayrıldılar.

Elleri boş&[#]8230;

Padişahın huzuruna çıktılar.

Durumu anlattılar.

Padişah, Eyaz&[#]8217;ı huzuruna çağırdı.

- Odayı neden kilitliyorsun?

- Kıymetli eşyalarım var.

- Nedir onlar?

- Saraya geldiğimde üzerimden çıkardığım, çarığım ve postum.

- Şimdi daha güzel eşyaların, kıyafetlerin var. Onlara ihtiyacın yok ki. Neden saklıyorsun?

- Aslında onlara şimdi daha çok ihtiyacım var.

- Nasıl?

- Her gün odama gidiyorum. Çarığıma, postuma bakıyorum. Kendime &[#]8220;İşte geldiğin yer&[#]8221; diyorum. &[#]8220;Gurura kapılma&[#]8221; diyorum. Görevimi öyle yapıyorum.

Bu sözlerin ardından padişah ona hak verdi.

Şikayet edenler&[#]8230;

Kıskananlar&[#]8230;

Onu mahcup etmek isteyenler&[#]8230;

Ne oldu?

İmanı olanlar, helallik istediler.

Edebi olanlar, utandılar.

İnsan olanlar, mahcup oldular.

Diğerleri kendilerine başka kurbanlar aramaya başladılar.

Daha kıskanılacak, mahcup edilecek insanlar var.

[*] [*] [*] [*]

Biz de söz vardır.

İnsan ne oldum dememeli&[#]8230;

Ne olacağım demeli.

Hangisini efendim?

Evin sonradan görme hanımı, hizmetçisini tembihlemiş.

- Misafirlerin yanında ne istersem isteyeyim, o şeyden bir tane bile olsa sen, "Hangisini efendim?" diye soracaksın.

Akşam bir karı-koca misafirliğe gelmiş. Önce çaylar içilmiş, sonra evin hanımı hizmetçiye seslenmiş:

- Üşüdüm, bana kürkümü getir.

Hizmetçi, tam da tembihlediği gibi sormuş:

- Hangisini efendim?

Hanım, tarif etmiş ve hizmetçi hanımın kürkünü getirmiş. Daha sonra da hanım ne isterse hizmetçi sormuş, "Hangisini efendim?". Misafirleri uğurlarken, hanım hizmetçiye seslenmiş:

- Çabuk kocamı çağır, konuklar gidiyor.

Hizmetçi, her zamanki gibi sormuş:

- Hangisini efendim?