Değerli Okurlarım...
Bilindiği üzere, bir kişinin bir konuda tercih yapması demek, seçme hakkı olan birden çok seçenekten kendisine en uygun gördüğü birini ya da birkaçını seçmesi (yeğlemesi) demektir.
Eğer tercih yapacak olan, seçme hakkına sahip olduğu seçeneklerden kendi istek ve kriterlerine en uygun olduğuna inandıklarından birini ya da birkaçını tercih ederse, doğru bir tercih ya da tercih sıralaması yapmış demektir.
Yaptığı tercih ya da tercihleri, başkalarının da tercih etmesi hallerinde ise, tercih edenlerden en uygun olanının tercihi gerçekleşmiş olacaktır.
Bir konuda yapılacak olan tercihin ya da tercihlerin doğruluğu; tercih yapacak olanın, seçme hakkının olduğu seçenekler hakkındaki bilgilere dayanarak seçim yapmasına ve kendi arzu ve kriterlerine en uygun olanı ya da olanları seçmesine bağlıdır.
Bu genel girişten sonra, konunun özelinin ne olacağını tahmin ettiğinizden eminim.
Bilindiği üzere, 2022 yılında yapılan Yüksek Öğrenim Kurumları Sınavları'na (YKS), sınavlara girme hakkına sahip olan üç milyondan fazla aday katılmıştır.
Bu adaylardan, başarı sıralamaları ve puanları, tercih yapmak için yeterli olanlardan, isteyen adaylar, 27 Temmuz-4 Ağustos tarihleri arasında tercih başvurularını yapacaklardır.
Tercihlerini doğru yapan adayların, isteklerine ve tercihlerine uygun bir alanda üniversite öğrencisi olma şansları daha fazla olacaktır.
Bu tercihlerini, olabildiğince doğru yapabilmeleri için, başta ÖSYM'nin tercih kılavuzu olmak üzere, internet ortamında yüzlerce uzman kişi ve kuruluşların tercih yapacak adaylara tavsiyelerini içeren kaynaklar bulunmaktadır.
Bu satırların yazarı da kırk yıla yakın öğretim üyeliği ve on yıl da uygulamada görev yapmış olmanın bilgi ve deneyimlerine dayanarak, daha önceki yıllarda olduğu gibi, bu dönemde de, tercih yapacak ya da yapmayacak sevgili adaylara ve onların ailelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
Bu yardımcı olmayı, tavsiye formatında değil de, "Bugün sahip olduğu bilgi ve birikimleri ile, bu tercih listesini kendisi ya da bir evladı için yapmış olsaydı nelere dikkat ederdi?" formatında arz etmeyi uygun bulmuştur.
Tercih Formunu Emekli Müh. Öğr. Üyesi Şenol Kuşcu kendisi için hazırlamış olsaydı, nasıl hazırlardı, nelere dikkat ederdi?
Bu kapsamda, öncelikle:
[*] ÖSYM'nin 2022 yılı Tercih Kılavuzu'nu, çok dikkatli bir şekilde okur ve incelerdi. Bu incelemeyi, kendisi gibi tercih yapacak olan yakın arkadaşları, ailesi ve yakın çevresi ile, okulundaki rehber öğretmeni, bilgisine güvendiği kişilerle konuşup danışarak, onlardan da yardım alarak yapardı.
[*] Güvendiği birkaç uzman kişinin ve kurumun tercihlerle ilgili tavsiyelerini mutlaka okur ve değerlendirirdi.
[*] Tercih aşaması öncesinde ve bu aşamada edindiği bilgilere de dayanarak, öncelikle severek yapabileceği, ilgi ve yeteneklerine uygun olduğunu düşündüğü meslek dalını ve dallarını belirlerdi.
[*] Bu meslek dallarında sahip olacağı diplomanın, kendisine sağlayabileceği imkanları; bu diploma ile topluma sunabileceği hizmetlerle ilgili bugünkü ve gelecekteki istihdam olanaklarını araştırır, öğrenmeye çalışırdı.
Sonrasında:
[*] Baraj puanı uygulamasının kaldırılmasının yerleştirmelere etkisi,
[*] Tercihlerde, başarı sıralamasının ve puanının önemi,
[*] Devlet ve vakıf üniversiteleri bazında, tercih etmeyi düşündüğü bölümlerin bulunduğu üniversitelerin burs, çift ana dal, yan dal ve bölümler arası geçiş, yurt dışı yabancı üniversitelerle bağlantıları gibi imkanlarının olup olmadığı,
[*] Tercih etmeyi düşündüğü üniversitelerin bulunduğu kentlerin, barınma, sosyal imkanlar gibi konularında yeterince bilgi sahibi olmaya çalışırdı.
Tüm bu bilgilerin ışığında, yine bir uzman kişiden de yardım alarak, tercih listesine son halini verir, başvuru tarihinin son gününde başvurusunu yapardı.
Bu kapsamda, tercih yaparken; yine kendi bilgi ve deneyimlerine dayanarak, (çoğunu, tavsiyelerde görmediği!) aşağıdaki hususları da göz önünde bulundururdu.
[*] Meslek ve eş seçiminin, kişilerin hayatındaki en önemli iki seçim olduğunu düşünürdü.
[*] Meslek (bölüm) tercihini, "Hayatında, eşinle ve işinle aran iyi ise, bu dünya cennet olur. Bunlardan birisi ile (Allah korusun, hele bir de, ikisi ile!) iyi olmaz ise, hayat çok zor; hatta çekilmez olabilir; Cennet umudu öbür dünyaya kalabilir!" sözlerinin doğruluğuna da inanarak tercih yapardı.
[*] Tercihleri ile ilgili, ne kadar sorma, soruşturma, görüşme yaparsa yapsın, son kararı mutlaka kendisi verirdi.
[*] Eğitim-öğretim sürecinde, özellikle de insanların kendi istek ve kararları ile seçtikleri bir konuda, seçtiği konuyu, severek yapmasının, isteyerek öğrenme ve yapma arzusunun, üniversiteden de, öğreticilerden de, altyapı imkanlarından da, üniversitenin bulunduğu şehirden de çok daha önemli olduğunu düşünürdü. (Zira bu konularda gördüğü yetersizlikleri, eksiklikleri kendi çabaları ile gidermesinin, telafi etmesinin, katlanmasının mümkün olacağını düşünürdü.)
[*] Seçeceği meslek (bölüm) türüne karar verdikten sonra, bu mesleği kazandıracak olan, tüm bölümlerden alınan diplomaların sağladığı yasal yetkilerin aynı olduğunu düşünürdü. Ancak tercih edilmek için, sadece diplomanın yeterli olamayacağını; mesleki bilgi ve beceri; mesleki bilişim teknolojileri, yabancı dil, yan dal eğitimi, sertifika, (hatta sürücü belgesi) gibi niteliklere de sahip olması gerektiğini düşünürdü.
[*] Puanı yeterli olsa bile, severek yapmayacağı, isteyerek okumayacağı bir bölümü tercih listesine koymazdı.

[*] Tercih yapabileceği bölümler, öğrencisi olmayı istediği üniversitede ya da kentte olmasa da, okuduğu üniversitede başarılı olması durumunda, arzu ettiği bir başka üniversitenin bölümüne yatay geçiş imkanlarının olduğunu; ayrıca mezun olduktan sonra, arzu ettiği bir başka üniversitede yüksek lisans yaparak, daha kolay yoldan, üniversitenin diplomasına sahip olabileceğini de değerlendirirdi.
[*] Karar kıldığı meslekle ilgili iki yıllık bir Meslek Yüksek Okulu programını tercih edip, oradan başarı ile mezun olduktan sonra, aynı alandaki dört yıllık bir fakültenin bölümüne dikey geçiş yapabilme imkanının olduğunu da düşünürdü.
[*] Ailesinin imkanlarını, özel üniversitede okuma, hem okuyup hem çalışma gibi durumları da mutlaka değerlendirirdi.
Ya hiç tercih yapamayacak, ya da tercih yapma imkanları çok kısıtlı olsaydı... (Gerçi, tüm öğrencilik ve meslek yaşamında hiç başarısızlık yaşamadı amma!)
[*] Böyle bir durumda olsaydı, ailesinin çok daha fazla desteğini beklerdi.
[*] "Bu dönem geride kaldı. Daha fazla çalışarak, gelecek sınav dönemine daha iyi hazırlanmaktan başka yapacak bir şey yok" diye düşünür, kısa bir aradan sonra gereğini yapmaya başlardı.
[*] Ya da hem kendisinin hem de ailesinin birçok maddi, manevi sıkıntılara katlanarak; en az, iki yıl, dört yıl okuduktan sonrasında, diplomalı bir işsiz olmaktansa, bir meslek edindirme kursuna katılma, iyi bir ustanın çırağı olma gibi bir yolla bir meslek sahibi olup, bir an önce kendi ayaklarının üzerinde durmayı da yeğlerdi.
Tercih yapacak ya da yapamayacak durumda olan tüm sevgili gençlerimize başarılar ve severek, isteyerek yapacakları meslekler dilerim.