Kastamonu&[#]8217;ya sabah erken saatlerde vardık. Hoca&[#]8217;nın ikamet ettiği evinin önüne geldiğimizde, komşusu olan bir zat, &[#]8220;Haberli mi geldiniz?&[#]8221; diye sordu. Biz, habersiz geldiğimizi söyleyince, &[#]8220;Boşuna geldiniz, kimseyi kabul etmiyor&[#]8221; dedi.
Yine de biz, evi çevreleyen darabanın kapısındaki tokmağı çaldık. Beklerken, kapı açıldı, adamın biri, &[#]8220;Siz Zonguldak&[#]8217;tan gelenler misiniz?&[#]8221; diye sordu. &[#]8220;Evet&[#]8221; deyince, bizi içeri aldı. Ufak avluyu geçip, evin zemin katına girdik. Büyükçe bir odaya buyur edildik. Duvar diplerindeki minderlere oturduk.
Döşeme, kilimlerle kaplıydı. Karşımızda, duvar dibinde büyükçe bir minder ve sırt yastığı, minderin yanında da bir kapı vardı. Odada başka da hiçbir şey yoktu. Biraz bekledikten sonra, açılan kapıdan sanki bir nur fışkırdı. Gelen, Mehmet Fevzi Efendi idi. Beyazlar içinde, aksakallı, yapılı bir adamdı. İri gözlerinden çıkan pırıltıya bakılamıyordu. İnsanın içine işleyen bakışları ve inci gibi parıldayan bembeyaz dişleri vardı.
Bizler, diz üstü ağzımızı açmadan, karşısında cezbeye tutulmuş bir halde otururken, hepimizi süzdü.
&[#]8220;Hoş geldiniz, Zonguldak&[#]8217;ta ne var, ne yok?&[#]8221; dedi. Hacı Mahmut, biraz konuşkandı, &[#]8220;İyilik, sağlık efendim, sağlığınıza duacıyız&[#]8221; diye cevapladı.
O, &[#]8220;Zonguldak&[#]8217;ta irşat vazifesi zayıf&[#]8221; dedi ve Hacı Mahmut&[#]8217;a dönerek, &[#]8220;Aferin, sen küsmeden çalışıyorsun, devam et&[#]8221; dedi.
Sonradan Aczimendi Şeyhi olacak olan Müslüm Gündüz, Zonguldak&[#]8217;ta yüksek gerilim hattı çekme müteahhitliği yapan bir elektrik mühendisiydi. Beş vakit namazında-niyazında, ağırbaşlı, genç bir adamdı. Hiç rüşvet vermediği için, başı hep beladaydı. Ona baktı ve dedi ki, &[#]8220;Sen kabına sığamıyorsun&[#]8230; Sana ne söylesem faydasız. Allah yardımcın olsun, sabırlar versin.&[#]8221;
Sonra bana baktı, &[#]8220;Sen&[#]8221; dedi, &[#]8216;Hanımına söyle, cennetin kapılarını açmış o. Onun sabrı ahirette mükafatı olacak. Benden selam söyle&[#]8230; Hasta çocuğunuzun kaderi bu... Diğer çocuklarınızla teselli olun ve şükür edin.&[#]8221;
Ben dondum kaldım. Bu adam bizi tanımaz, bilmez. Felçli çocuğumuz olduğunu bilmez.
Neredeyse hüngür hüngür ağlayacaktım. Epey bir sessizlikten sonra, &[#]8220;Çoluk çocuğunuza sahip çıkın. Ahirette hesabını vereceksiniz&[#]8221; dedi ve kısa bir vaaz verdi. Sonra sustu.
Ayrılma vaktinin geldiğini anladık. Elini öpüp orayı terk ettikten sonra, yakındaki Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerinin türbesini ziyaret edip, Zonguldak&[#]8217;a döndük.
Sonradan, Müslüm Gündüz iflas etti ve Zonguldak&[#]8217;ı terk etti. Devletin rejimi canına okudu. Hoca&[#]8217;nın dediği gibi, başı dertten kurtulmadı.
Eşim Afet ve iki kızım, dokuz aylık bir bebek gibi olan kızımız Nazlı&[#]8217;ya bıkmadan, usanmadan hizmet ettiler. Melekler kadar güzel olan kızım, 21 yaşında vefat etti. Hoca Efendi&[#]8217;nin dediği gibi, Allah hizmet edenlerine cennet kapılarını açsın.
Kızımın mezar taşına şunları yazdım:
Sen, dünya güzeli, nurdan bir çiçektin,
Allah&[#]8217;ın bize hediyesi, bir melektin.
Hayatın sevgi ve acıyla doldu,
Ak kefenin gelinliğin oldu.
Tut ellerimizden cennette buluşalım,
Çekilen acıları birlikte unutalım.
[*][*][*][*]
Durumu müsait olanların, yanı başımızdaki Kastamonu vilayetimizin tarihini okuduktan sonra, gezmeye gitmelerini tavsiye ederim. Bizler Anadolu&[#]8217;yu gezmeden, yabancı ülkeleri gezmeye kalkıyoruz. Halbuki, ülkemizde hırsız batı dünyasının çaldığı tarihi eserler ve soğuk mimarisinin yanında, manalar ve şiirlerle dolu Anadolu keşfedilmeyi, yaşanmayı bekliyor.
Sadece Sultan Ahmet Camii bilerek gezilse, Avrupa&[#]8217;nın bütün müzelerini sollar. Önemli olan içlerindeki derinliği hissedebilmek...
[*][*][*][*]
Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik eder,
bayramı sağlık ve huzur içinde geçirmenizi dilerim.
