Şimdiki Madenci Anıtı´nın tam yüz tarafından İstasyon&[#]8217;a giden yolun adı &[#]8220;Ankara Caddesi&[#]8221;dir. Cadde olacak bir vasfı yoktur.

Daracık kaldırımları, tek arabalık genişliği, çirkin, kapkara tozla kaplı binaları ve su toplayan bozuk satıhlı bir yolu vardır.

Fakat, 1960 yılına kadar Ankara ve İstanbul´a giden vasıtaların, tren dahil, tek gidiş yoluydu. Muhakkak gelen de giden de buradan geçerdi.

Dükkânımız bu caddenin ortasına yakın bir yerdeydi.1950&[#]8217;de CHP seçimi kaybetti, Aydın´dan sonra da en düşük oyu Zonguldak´tan aldı. Mükellefiyet tokadı, İsmet Paşa´ya fena patladı. İsmet Paşa, Zonguldaklılar için en nefret edilen insandı.

Hatırladığıma göre, o seneler ilk Ankara dışı gezisini Zonguldak´a yapmaya karar vermiş. Bütün Zonguldak vilayeti çalkalandı. &[#]8220;Vilayet&[#]8221; diyorum, Karabük-Bartın bizdeydi. Yani dil kadar il değildik.

Türlü rivayetler aldı yürüdü. Gelirse yuhalanırmış, küfür edilirmiş, taşa tutulurmuş, trenle geleceği için kompartımandan yere bile bakamazmış. Bir heyecan bulutu Zonguldak´a çöktü. O gün geldi ki, pir geldi.

Sabahtan acayip bir kalabalık İstasyon&[#]8217;dan köprüye uzanan toprak yamaçta ve üzerinde sıkış sıkış toplandı. Köprüden, Hükümet binasına kadar insanlar kaldırımları geçilmez şekilde işgal ettiler.

Bütün balkonlar, elverişli çatıların üstü insanlarla doldu. Köylüler, kadınlı-erkekli İstasyon tarafında toplandılar. Maden işçileri, türlü tehditlere aldırmayarak ocaklardan kaçtılar. Atölyeler istop oldu. Dükkânlar kapandı. Ben de sokağımızın başındaki bina sahibinin balkonuna yerleştim.

Çocukken gördüğüm beyaz trenle değil, normal Ankara Postası&[#]8217;nın kara treniyle Paşa gelmiş. Olduğumuz balkondan köprü ve bütün yollar gözüküyor. Uzaktan bize doğru bir alkış gürültüsü geldi. Bir saat kadar geçti, İsmet Paşa´nın otosu köprüye zor geldi.

Jandarma-polis, Paşa´yı sarmışlar. Halkın ona sarılmasını, elini öpmesine önlemeye çalıştıkları gibi ilerleyemiyorlar.

Pala dipçik bir müfreze asker peyda oldu. Paşa´nın etrafını sardılar, ancak bizim tarafa geldiler. Bizim caddeden geçip Osman Gürdal´ın apartmanına Paşa´yı güçbelâ yerleştirdiler. Paşa, en az iki saatte İstasyon´dan şimdiki Keleş´lerin acentesinin oraya gelebilmişti.

Paşa taşlanacaktı, yuhalanacaktı. Hani yere bile ayak basamayacaktı? Millet ağlayarak, gece yürüye yürüye gelerek, O´nu alkışlayanların yüzde 5&[#]8217;i, CHP ye oy atmamıştır.

Ben de 12 adaları Yunanlılara bıraktığı için İsmet Paşa´ya kızdığım halde gene de tezahürata iştirak ettim. İşte bizim cadde böyle tarihi bir caddedir.

Buradan kimler geçmedi ki? Ceylan gözlü Kraliçe Süreyya ve İran Şahı, Reis-i Cumhurlar, Başbakanlar, yabancı heyetler, bu daracık sokaktan, dükkânımızın önünden geçerlerdi.

İnşallah başka bir yazımda da sizlere Kraliçe Süreyya hatıralarımı anlatırım. Hepinize sağlık ve mutluluk dilerim.

(Pusula Dergisi, Nisan 2006)