Köy ağası...

Çoban tutar.

Yüz koyun teslim eder.

- Aman koyunlarıma iyi bak.

Parayı düşünme...

- Tamam.

Büyük sevinçle yola koyulur.

Koyunları alır gider.

Aradan günler, haftalar, aylar geçer.

Ağa, konağın bahçesinde yemek yerken, çoban kapıdan içeri girer.

Elinde bir koyun derisi...

Ağa şaşkın.

- Hayırdır.

Nedir bu koyun derisi?

Sürü nerede?

Çoban gayet sakin...

- Ah efendim.

Yağmur yağdı.

Gök çatladı.

Elli iki tanesi öldü, patladı.

Önden gitti baş toklu.

Arkasından gitti beş toklu.

Yitip gittiler.

Ormanda kayboldular.

Onbeş tanesini verdim kasaba...

Yirmi tanesini katma hesaba...

Kurt kaptı yedisini...

Getirdim birinin derisini...

Ağa çılgına döner.

Sofradaki yoğurt tasını çobanın suratına yapıştırır.

Çobanın suratı bembeyaz yoğurt olur.

Rahat rahat konuşur.

- Çok şükür Yarabbi!

Bu işten de yüzümün akıyla çıktım.

[*] [*] [*] [*]

Memleket meselesi...

Yönetici ister.

Seçiyoruz.

Muhtar, aza...

Belediye başkanı, meclis üyesi...

Milletvekili, il genel meclisi üyesi...

Yetmedi...

Buralara yürüyebilecek insanlar seçiyoruz.

Siyasi partilere...

Delege, yönetici, belde, ilçe, il başkanı...

Sivil toplum kuruluşlarına yönetici başkan seçiyoruz.

[*] [*] [*] [*]

Onlara emanet ediyoruz ülkeyi...

Sonrası...

[*] [*] [*] [*]

En basit örnek...

Biri milletvekili.

Diğeri sendika başkanı...

Aynı konu.

İki farklı konuşma...

Biri doğruyu söylemiyor.

Kesin olan bu.

Siz kime inanırsanız inanın.

Gerisi çoban hikayesi.

Kötü olanı şu...

Kötü çoban sayısı fazla...

Ağanın hiç mi kabahati yok?

Var...

Sürüyü yanlış adama teslim ederseniz...

Gök de gürler...

Kurt da kapar...

Hangi kafa?

Meyhanedeydi...

İçti...

İçtikçe içti...

Kafayı buldu.

Saatte epey ilerlemişti.

Aklına düştü.

Yola koyuldu.

Sarhoştu.

Her sarhoş gibiydi...

Sarhoşluğunu kabul etmiyordu.

Geceymiş.

Saat geç olmuşmuş.

Umurunda değildi.

Vardı dergahın kapısına...

Vurdu kapıyı...

Açıldı.

Aldılar içeri.

- Ne istiyorsun?

- Mevlana'nın hayır duasını almaya geldim.

- Şu an istirahatte.

Saat çok geç.

Daha sonra gel.

Israr eder.

- İlla onun hayır duasını alacağım.

Yoksa gitmem.

İnat eder.

Gitmez.

Talebeler göndermek ister.

O gitmez.

Sesler yükselir.

Gürültü oluşur.

Hz. Mevlana gürültüleri duyar.

Uyanır.

Kalkar.

Kapıya gelir.

- Ne oluyor?

Nedir bu gürültü?

- Efendim!

Sizin hayır duanızı almak için gelmiş.

Sarhoş.

Sizin istirahatte olduğunuzu söyledik.

Sonra gelmesini istedik.

Dinlemedi.

- Gecenin bu vaktinde bizim yolumuzu bulmuş.

Kapımızı çalmış.

Hem de kör kütük sarhoş.

Bu kafayla hayır-dua istiyor.

Siz hangi kafayla onu göndermek istiyorsunuz?