Zonguldak Valisi Sayın Ali Kaban...

Üzerinde duruyor.

İlgileniyor.

[*] [*] [*] [*]

Sohbet ediyoruz.

- Organize Sera Bölgesi ne iş?

- Güzel iş.

- Biz de öyle düşünüyoruz. Durum nedir?

- Bir aya evrak işi biter.

Şaşırdık.

- Çok mu uzun?

- Yok.

- Bürokrasi de çok iyi zaman.

- Bize göre yıldırım hızı.

- Eh Allah tamamına erdirsin.

Umutlarımız yeşerdi.

Eklediler.

- Vali Bey ilgilenmese, bu iş böyle hızlı yürümez.

O zaman Allah başımızdan eksik etmesin.

[*] [*] [*] [*]

Sera işine gelince...

Oldum olası severim üretimi...

Tarımı...

Toprak ile uğraşmayı...

Eşelemeyi...

Ekmeyi...

Emek vermeyi...

Her zaman karşılığını verir.

Az ya da çok.

Ne kadar uğraşırsanız...

O kadar karşılık verir.

Küsmez...

Darılmaz...

Kin gütmez...

Hep verir...

[*] [*] [*] [*]

Sera işi bunun için önemli...

Çaycuma ilçesi doğru bölge...

Her yer sera...

Şimdi organize olacak.

Ona göre yan sektörler gelişecek.

Organize şekilde yapılacak.

Süper bir iş...

Emeği geçenlerden Allah razı olsun.

Dileğimiz kısa zamanda amacına ulaşması...

Bölge insanına öncelik verilmesi...

[*] [*] [*] [*]

Diğer ilçelere gelince...

Çaycuma örnek olsun.

Ereğli'de hisseli tapu nedeniyle işlenemeyen araziler...

Alaplı'da benzerleri...

Diğer ilçeleri çok bilmem.

Varsa, oralarda değerlendirilmeli.

Mülkiyet sorunu çözülmeli.

Ardından ovalar yeniden ekilmeli.

Ekinler başak vermeli.

Gündoğanlar çiçek açmalı.

Ortalık mis gibi salatalık kokmalı.

Mısır közleyelim ırmakların kenarında...

Zonguldak yerin altında çok çekti.

İnsan ekti.

Artık tohum ekmeli toprağın bağrına...

Ekin biçmeli.

Hz. Adem'in mirası...

Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezmeye çıkar...

Gezerken, yanına bir dilenci sokulur.

- Allah rızası için bir sadaka.

Fatih Sultan Mehmet, bir altın verir.

Dilenci bakar altına...

Beğenmez.

Az bulur.

- Aman Sultanım... Koskoca Padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?

Fatih Sultan Mehmet şaşırır.

Kardeşliği merak eder.

- Biz seninle nereden kardeşiz?

- Hepimiz Hz. Adem'in çocukları değil miyiz? Elbette kardeşiz...

Fatih Sultan Mehmet, dilenciye hak verir.

Eğilir...

Dilencinin kulağına söyler.

- Bu keşfini kimseye söyleme.

Bu kez dilenci memnun...

Kardeşliğini tescilledi.

Fatih devam eder:

- Diğer kardeşlerimiz bunu duyarsa, seninle bana zırnık kalmaz.