Harun Dinçer...

Alaplı Endüstri Meslek Lisesi mezunu...

Kaynakçı...

Düşünüyor.

Hayal kuruyor.

Üretiyor.

Bize ne lazım?

Havaalanı...

Başka?

Liman...

Nasıl çalışır bunlar?

Nereye, kimlere hitap eder?

Araştırıyor.

Bilgisine göre, Alaplı bölgesini seçiyor.

2 bin 500 dönüm arazi lazım.

Bunun yarıdan fazlasını deniz dolgusu ile elde etmeyi hesaplıyor.

Nüfusu hesaplıyor.

Zonguldak, Ereğli, Alaplı, Düzce, Bolu...

Ekonomiye bakıyor.

Fabrikalara...

Kullanılan ürün ve nakliye trafiği...

Çiziyor projeyi...

Noterden onaylatıyor.

Düşüyor yollara...

İşadamları, sanayi odaları, bürokratlar...

Son olarak siyasetçiler.

Herkese bir dosya...

Aldığı cevap şu:

- Yatırımcıyı bulun... Biz destekleriz...

Alaplı'dan memleketini seven bir adam çıkacak...

Projeyi hazırlayacak...

Yatırımcıyı da o bulacak!

Siz ne yapacaksınız?

Kusura bakmayın...

- Biz kendi işimize bakıyoruz.

- İşimiz olmaz yatırım ve projeyle...

- Hazırlanırsa, kurdele keseriz...

Vesaire gibi cevaplar verseniz daha edepli...

Şimdi ne olacak?

Buradan hatırlatalım istedik.

Belki bürokratik, siyasi veya ekonomik gücü olan bir vatan evladı duyar...

Kabir azabı...

Kabristanın yanından geçiyordu.

Azap gören bir ehli kubur gördü.

Açtı ellerini...

Sordu Yüce Yaratıcıya...

- Bu kişi neden azap görüyor?

Ona mucizeler verilmişti.

Ölüyle ilgili...

O isterse, Allah'ın izniyle ölüleri diriltirdi.

O mahiyette bir izin çıktı.

- Ya İsa! Dua et. Kulum dirilsin. Bu soruyu kendisine sor.

Dua etti.

Yüce Mevla kabul etti.

Ölü dirildi.

- Niçin azap görüyorsun?

- Dünyada hamallık yapardım.

Öyle geçinirdim.

Bir gün odun taşırken, sahibinin haberi olmadan odundan bir çöp kopardım.

Dişimi karıştırdım.

İşte bunun için azap görüyorum.

[*] [*] [*] [*]

Düşünüyorum.

Biz neler yaptık?

Üzerimizde hakkı olanlardan helallik diliyorum.

Allah bizi affetsin.

Bunun başka kurtuluşu yok.

[*] [*] [*] [*]

Düşünelim.

Üzerimizdeki emanetleri...

Görevleri...

İnsanlar bize görev vermiş.

Makam vermiş.

Neden?

Hizmet için.

Biz ne yapıyoruz?

Önce can...

Sonra canan.

Kıymık koparmıyoruz.

Deveyi hamuduyla götürüyoruz.

Sonuç...

Gidince göreceğiz.

Hep birlikte göreceğiz.

Sadece yaptıklarımızı göreceğiz.

Çünkü o gün; kimsenin kimseye faydası olmayacak.

İnsanlar birbirlerine bakamayacaklar.

Herkes kendi başının derdine düşecek.

Velhasıl...

Hak yerini bulacak.

Mizan, zerreyi tartacak.

Kim zerre kadar iyilik yapmışsa...

Karşılığını görecek.

Kim zerre kadar kötülük yapmışsa...

Onun da karşılığını görecek.

[*] [*] [*] [*]

"Cehennem" dediğin, dal-odun yoktur.

Herkes ateşini buradan götürür.

[*] [*] [*] [*]

Allah bizi korusun...