Üç kişiydiler.

Tren istasyonuna geldiler.

İçlerinden biri gişeye yaklaştı.

Bilet istedi.

Ücretini verdi.

Aldı bileti.

- Tren ne zaman kalkacak?

- Bir buçuk saat sonra...

- Daha çok var. Hadi karşı kafede çay içelim!

Beraber gittiler kafeye...

Çay söylediler.

Muhabbet başladı.

Laf lafı açtı.

Zaman su gibi aktı.

Birden tren düdüğüyle irkildiler.

Tren hareket ediyor.

Koştular.

Yetişemediler.

Treni kaçırdılar.

Gişeye yaklaştılar.

- Sonraki tren ne zaman?

- Bir saat sonra

Daha çok zaman var.

Döndüler kafeye...

Çay söylediler.

Muhabbete devam.

Zaman yine aktı gitti.

Derken bir düdük sesi daha...

Tren saati geldi.

Koştular.

Yine yetişemediler.

Yaklaştılar gişeye...

- Sonraki tren ne zaman?

- Yarım saat sonra.

Daha zaman var.

Döndüler kafeye...

Manzara yine aynı...

Çay söylediler.

Koyu muhabbet ettiler.

Derken zaman çarçabuk geçti.

Bu kez uyanıklar.

Hazır bekliyorlar.

Trenin sesini duydular.

Başladılar koşmaya...

Tren harekete geçiyor.

Kapılar kapanmak üzere...

Zar-zor yetiştiler.

Birisi, bir vagona bindi.

İkincisi, bir başka vagona kendisini zor attı.

Üçüncüsü, geride kaldı.

Yetişemedi.

Binemedi trene...

Biraz dövündü.

Ah, vah etti.

Sonra başladı gülmeye...

Katıla katıla gülüyor.

Durumu gören istasyon memuru şaşkın...

- Hem treni kaçırdın, hem gülüyorsun.

- Nasıl gülmeyeyim...

Onlar beni uğurlamaya gelmişti.

[*] [*] [*] [*]

Ne diyoruz bu duruma?

Kraldan çok kralcı olmak...

Tam bu hikayeye oturuyor.

[*] [*] [*] [*]

Bizim ile alakası nedir?

Bakın etrafınıza...

Bunlardan çok var...

Mahalleden tutun, meclise kadar yolu var.

Allah yollarını açık etsin!

[*] [*] [*] [*]

Nereye geldiğini unutursan...

Niçin geldiğini hatırlamazsan...

Acele edersen...

Bir tren var.

"Kaçacak" diye binersen...

O trene binersin.

İnemezsin.

İstesen de inemezsin.

Ya "biletin yok" diye atarlar.

Ya da hiç ihtiyacın olmayan bileti almak zorunda kalırsın.

Durum böyle...

Allah, bizi kraldan çok kralcı olanlardan korusun.

Dilenci...

Topal...

Dileniyor.

Girer işyerine.

Haline acındırır.

Patron dayanamaz.

Bir miktar para verir.

Hızını alamaz.

Bir de öğüt verir.

- Haline şükret. Tek ayağın topal, ama kör de olabilirdin.

- Onu da denedim. O işte fazla para yok. "Görmüyor" diye az para veriyorlar.