Okullar tatil oldu.
Öğrencilerin büyük bölümü köylerde.
İş bulanlar.
Şehirde evi olanlar.
Tatile gidenler.
Bir bir dönüyorlar.
Fındık sezonu başlayacak.
Şimdilerde tırpan zamanı.
Çocuklar biniyorlar patpata...
Önce tarlaya.
Sonra dereye.
Ormana...
Bayıra...
Gezmeye...
Kanları kaynıyor.
Bir bakıyorsun.
Kaza...
Şu kadar yaralı.
Bu kadar ölü.
[*] [*] [*] [*]
Akköy'de bu aletin ismi değişik.
'Gırgır'...
İnsanlar çocuklarıyla...
Çocuklar hayatlarıyla adeta gırgır geçiyorlar.
Onca yük...
Onca hız...
Dedemin değişiyle...
'Altından rüzgar geçen' oyuncaklara yükleniyor.
Sonrası malum.
[*] [*] [*] [*]
Tedbir almak lazım.
Uyarmak lazım.
- İnsanlar kendini düşünmüyor.
- Çocuklarını düşünmüyor.
Vesaire...
Öyle deyip geçiştirmemek lazım.


Huzuru bulmanın yolu...

Mutluluk.
Aradığımız en önemli kelime.
Ve ona çıkan yollar...
Kişiye göre değişir.
Mal-mülk.
Evlat.
Sağlık-sıhhat.
Aşk.
Dost.

Çoğaltabiliriz.
Bunlar olursa.
Mutlu oluruz.
Olmazsa.
Eksik kalırız.
Mutluluğu ararız.
Bizim aradığımız.
Huzur...
Akıllı insan huzuru bulabilir mi?
- Akıl eriyor. Göz görüyor.
Bizim büyüklerimiz böyle derdi.
Güç de yetmiyor.
Doğal insan...
Huzursuz oluyor.

[*] [*] [*] [*]
Bize göre...
Huzuru bulmak istiyor isek...
Tek çare...
Kaçmak.
Terk etmek.
Bizi huzursuz edenlerden uzaklaşmak.
Nereye kadar?
Ayrı konu.
Kaçabilir miyiz?
Mümkün değil.
Ama kendimizi kandırabiliriz.
Nasıl?
Örnek...
Memleketin halini görüyoruz.
Bürokrasiyi.
Siyaseti.
Ticareti.
Hep sıkıntı.
Arsızı-hırsızı.
Yanlış insanları görüyoruz.
Hepsi vitrindeler.
Öne çıkmak için birbirlerini eziyorlar.
Akıllı bir insan.
Bunları görür.
Mutsuz olur.
Televizyonu kapatır.
Telefondan uzak durur.
Ve Akköy'e kaçarsak...
Bir nebze huzur buluruz.
Tabii ki..
Orada olan bitene karşı da üç maymunu oynayabilirsek...
Allah huzur versin...