Önce aile reisiydi.
Bir ömrü ailesi için harcadı.
Dağın başında sürü sahibi oldu.
Babasından tarlaları para ile satın aldı.
Tek başına.
Çalışıp durdu.
Geniş bir ailesi olsaydı.
El birlik.
Yaptığının en az on katını yapardı.
Muhtar olsaydı.
Köyü cennete çevirirdi.
Yolsuz mahalleyi bir kenara bırakın.
Herkesin tarlasına otomobil yolu yapardı.
Bunu yaparken de...
Devletten destek almayı kendisine ar sayardı.
Toplardı köylüyü.
El birlik.
İmece usulü.
Yolsuz tarla bile kalmazdı.
[*][*][*]
O zaman için söylüyorum.
Her evin altında bir çift öküz.
Bir çift peşlerinden yetişecek dana.
Birkaç koyun, keçi.
En az iki inek.
Mutlaka bağlardı.
Kendisinde vardı.
Onun kadar olmasa da...
Herkeste olmasını isterdi.
[*][*][*]
Tüm hesaplarını.
Köylünün kendi yağında kavrulması üzerine yapardı.
Örnek olurdu.
Başarırdı da...
[*][*][*]
Davar güttüğü her dağa.
Geçtiği her patikanın kenarına.
Onlarca fidan dikti.
Meyve fidanı.
Onları aşıladı.
Savunmasız olanlara siper yaptı.
Birkaç dal dikip kenarına çit örtü.
Zamanı yetmezse.
Dikenli çalı buldu.
Etrafına serdi.
Büyüsün gelişsin.
Küçükken ezilmesin diye.
Meyve versin.
Kurt kuş yesin.
Börtü böcek yesin.
[*][*][*]
Ormanı hep korudu.
Ormanların altı piknik alanı gibiydi.
Şimdi oralarda insanı bir kenara bırakın.
Yaban hayvanları bile gezemez oldu.
[*][*][*]
Düşünün.
Böyle bir adam kaymakam olsaydı.
Tüm köyleri böyle yapardı.
Köylüyü yerinde tutabilmek.
Köyde yaşatabilmek için ne gerekirse yapardı.
Bide bunları yaparken devletin imkanlarını en az kullanır.
Tüm işleri köylünün kendisine yaptırırdı.
[*][*][*]
Okulsa okul.
Eğitimse eğitim.
Sosyal yaşamsa öyle.
Kültürel etkinlikler.
Paraysa para.
Kazandırırdı.
Sonrası...
İnsanlar imrenir.
Örnek alır.
Böyle bir köyde yaşamak isterdi.
Böyle bir kaymakamı el üstünde tutar.
Sonra da ebedi unutmazlardı.
Bizim hayatımıza bir öğretmen dokundu.
Burnumuzun ucunu göremezken, yıldızlara bakar olduk.
Unutmuyoruz.
Bir kaymakam dokunsa neler olurdu?