Eskiden söz etmek...

Bunun için bir kuşak yaşı kadar zamanın geçmesi gerek.

Geçen yıldan "eskiden" diye söz edemiyoruz.

En azından çeyrek yüzyıldır eski.

Yarım asır olunca daha eski olur.

Üç çeyrek asır...

İşte bu tam bir eski hikayesi...

Sonra tarih oluyor.

Yakın tarih...

Yüz yıl öncesini yaşayıp anlatan kimseyi görmek bize nasip olmadı.

Bizde yaş "kırk" dediğine göre...

Otuz-otuz beş yıl öncesini yazabiliriz.

Ve eskiden...

İşte eski zamanlar...

Takvim yaprakları seksenleri gösteriyordu.

[*] [*] [*] [*]

Bir varmış...

Bir yokmuş...

Pireler berber iken...

Develer tellal iken...

Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken...

Bizim köye kar yağardı.

Kasım ayında başlardı yağmaya...

Karakış...

Zemheri...

Mart kapıdan baktırırdı...

Gecenin zifiri karanlığı gibi...

Kış mevsiminin an kara günlerini yaşatırdı insanlara...

Uzun süren kış mevsimi...

Tüm hazırlıkları yer bitirirdi.

Samanlıklarda yevgi (sap-saman-yem) azalır.

Kilerde yiyecekler azalır.

Tane (mısır) ambarlarının dibi görünmeye başlardı.

Ve Nisan...

İple çekilirdi.

Kar kalınlığı bir metrenin altına düşmezdi.

Çoğu zaman evlerin birinci katı...

Ahır katı...

Tamamen kar altında kalırdı.

Bundan hayvanlar dışarıya çıkamazdı.

[*] [*] [*] [*]

Böyle yağardı kar.

Hayvanların yiyecek sıkıntısı...

Evin kumanya sıkıntısı...

Bizi etkilemezdi.

Bunları düşünen...

Bulmak zorunda olan büyükler var.

Biz, en fazla hazır yemlerden hayvanlara yem verirdik.

Altlarını temizlerdik.

Sularını verirdik.

Hepsi bu kadar...

Eve elince...

Kesilmiş odun evin altında hazır olurdu.

Birkaç kucak odun taşırdık belki...

Ya da hazır yal (köpek maması) varsa...

Köpeklerin teknesine dökerdik.

Tüm gam-gasevet bu kadar.

Çocuk olmak.

Genç olmak.

Evde geçim ile ilgili sorumluluk sahibi olmamak güzel.

Düşünmemek güzel esasında...

[*] [*] [*] [*]

Geri kalan vaktimizde karın tadını çıkarırdık.

Kasnaklarımızı (ayaklara takılan karda insanların batmasını önleyen geniş ağaç çember) giyer.

Kar üzerinde gezerdik.

Darı elekleriyle kuş yakalardık.

[*] [*] [*] [*]

Heyecan verici bir iş...

Tuzak kurar...

Kuşları yakalar...

Sepete atardık onları...

Yanlarına bir avuç buğday...

Doyururduk.

Sonra salardık doğaya...

[*] [*] [*] [*]

Bundan dolayıdır.

Eskiden kar daha güzel yağardı.

[*] [*] [*] [*]

Şimdi öyle mi?

Kar yağıyor.

Sadece bize mi?

Tüm kente yağıyor.

Beraberinde ağır sorunlar getiriyor.

Ulaşım...

Hastalık...

Perişanlık...

Vesaire...

Tüm dertleri sıkıntıları beraberinde getiriyor.

Ve kar...

Eskisi gibi güzel yağmıyor.

Tadını çıkaramıyoruz.