Sultan İkinci Mahmud Han zamanı...

Bir iftar daveti...

Eş, dost, tanıdık...

Davetliler arasında meşhur İzzet Molla da bulunur.

İftar edilir.

Hoş sohbet.

Derken yatsı ezanı okunur.

Dört sünnet...

Dört farz...

İki son sünnet...

Durum gayet iyi...

Sıra teravih namazına gelir.

İmam gaza basar.

O kadar hızlıdır ki...

Cemaat yetişmekte zorluk çeker.

Tabiri caizse, iki secdeyi bir tekbirle kıldıracak kadar hızlı...

O sırada yoldan geçen biri...

Niyet eder namaza...

Abdesti de vardır.

"Hazır abdestim varken cemaat sevabını kaçırmayayım" diye düşünür.

Girer safa...

Ancak bu arada imam selam verir.

İzzet Molla, bakar sağ tarafına...

Yeni biri gelmiş.

- Biz namazın içindeyken imama yetişemiyoruz. Sen dışarıdan gelip nasıl yetişeceksin?

[*] [*] [*] [*]

Olay gerçek midir?

Yoksa hikaye mi?

Kaynağından emin değilim.

Gerçeklik payı var mıdır?

İşte o vardır.

Bizi ilgilendiren tarafı da budur.

[*] [*] [*] [*]

Mübarek Ramazan ayının içerisindeyiz.

Başındayız daha...

Rahmetli günlerde...

Ardından mağfiret...

Sona doğru bereket...

Ayın tamamında var aslında bu üç terim.

Rahmet...

Mağfiret...

Bereket...

Ancak bugünlerde daha fazla...

Bol...

Çok...

Vesaire...

[*] [*] [*] [*]

Bu ay ile ilgisi olmayan da var.

Kısmen saygı gösteren var.

İmkan ölçüsünde riayet edenler var.

Titiz olanlar var.

Allah hepimize onun seveceği kullardan olmayı nasip eylesin.

[*] [*] [*] [*]

Teravih konusuna gelince...

Bir ibadet...

Rekat sayısı...

Varlığı...

Yokluğu...

Kaçarlı kılınacağı...

Evde veya camide...

Camiden kasıt olarak belirli yerlerde cemaatle kılınması...

Tüm bunlar bizim konumuz dışında.

[*] [*] [*] [*]

Biz hızdan.

Ya da "tadil-i erkan"dan yana bakıyoruz.

[*] [*] [*] [*]

Jet imamlar var.

Çok hızlı kıldıranlar.

Normal seyir halinde olanlar var.

Ve dahası...

Hatim ile kıldıranlar var.

İsteyen, istediği imamın peşine takılsın.

İsteyen evinde kılsın.

[*] [*] [*] [*]

Dikkat edilmesi gereken bir konu var.

Allah'ın rızası...

Onun razı olacağı şekilde niyetlenirsek...

Yola öyle çıkarsak...

Daha doğrusu...

En baştan doğru yola niyet edersek...

Sonu hayır olur.

Ortası hayır olur.

Başı hayır olur.

[*] [*] [*] [*]

Yoksa kimin, neye inandığı...

Nasıl yaşadığı...

Neler yapmak istediği...

Bizi çok ilgilendirmez.

Hele milleti yargılamak...

Hatta yadırgamak...

Bizim haddimiz değil.

Öyle bir hakkımız da yok.

Biz sadece üzerimize düşeni yapma gayreti içerisindeyiz.

Nedir o?

Öğrenmeye gayret ediyoruz.

Öğrendiklerimizi...

Bildiklerimizi...

Acizane paylaşıyoruz.

Nasip meselesi...

Biz söyleriz...

Yazarız...

İnsanlar nasiplenir.

Kendimiz nasipleniriz.

Kısmet kime ve neyse o...

Allah sonumuzu hayır eylesin.

Kalın sağlıcakla...