İslam...
İnsanın mutluluğunu temin etmeyi hedefler.
Bunun için Allah'ın emrettiği kurallar silsilesi ile insanı iyiye yönlendirmeyi hedefler.
İyilik ise, utanma duygusu...
Edep ile meydana gelir.
Ar, haya duygusunu içinde barındırmayan hiçbir fiilin sonu hayra çıkmaz.
Ve bundandır.
Haya, İslam'ın merkezinde yer alır.
Hz. Adem (as)'den bu yana tüm hak dinlerin ortak adı olan İslam...
İslam'ı tebliğ eden peygamberlerin ortak söylemi...
- Utanmıyorsan dilediğini yap!
İnsan, İslam fıtratı üzerine doğar.
İman ederse...
O zaman emir ve yasaklar başlar.
İmanın şartı...
İslam'ın şartı...
Besmele...
Niyet, amel...
Devam eder...
[*] [*] [*] [*]
İnsan; yeryüzünün halifesi...
En şerefli varlık.
Tabii, şerefini muhafaza ederse...
- Onlar ki, namuslarını muhafaza ederler...
Yüce Mevla'nın emri bu...
Eğer emir ve yasakların dışına çıkarsan...
O zaman güzellikleri elimizin tersiyle itmiş oluruz.
Bizi diğer varlıklardan ayıran akıl...
Fikir...
İrade...
Burada meydana çıkar.
İslam yoksa içimizde...
Haya duygusunu kaybederiz.
Ve diğer canlılardan farkımız kalmaz.
[*] [*] [*] [*]
Dilenci...
Yoksul...
Bir evin kapısına vurdu.
Kapı açıldı.
- Ne istiyorsun?
- Taze veya bayat bir dilim ekmek verir misin?
- Burada ekmek ne arar?
Sen burayı fırın mı zannettin?
- Öyleyse birazcık yağ ver.
- Burası bakkal mı?
Ne yağı istiyorsun?
Yağ bulunmaz.
- Hiç olmazsa birazcık un ver.
- Burası değirmen de değil.
- Bari bir bardak su ver.
İçelim.
- Burası ne dere...
Ne çeşme...
[*] [*] [*] [*]
Dilenci kapıdaki adamı itti...
Girdi içeri.
Kemerini çözerken...
Ev sahibi yetişti.
- Ne yapıyorsun?
- Abdest bozacağım.
- Olur mu öyle şey?
- Elbette olur.
Hiçbir şeyin olmadığı bu viraneye ancak abdest bozulur.
[*] [*] [*] [*]
Hikaye, Mevlana Hazretlerinden...
Ve şöyle açıklar...
- Kişinin beden evinde...
Fazilet yoksa...
Bilgiden nasipsizse...
İbadet yapmıyorsa...
İnsanlıktan mahrumsa...
Merhamet duygusunu yitirmişse...
Güzel ahlak ondan uzaksa...
O evde ilahi nur parlamaz.
O vücut haramdan besleniyorsa...
O vücut, seyyar bir tuvalet gibidir.
