Ebu Cehil…

İlk İslam şehidinin kanını ellerinde taşıyan kafir katil…

Hz. Muhammed’i (sav) öldürmek için tertipler kurmuş bir müşrik…

Cehaletin babası…

İslam mevsiminin ilk firavunu…

Güneş batmak üzere…

Mekke tekinsiz…

Peygamber (sav) evine dönüyordu.

Her köşe başından İslam düşmanları çıkıyordu.

Bir köşe başından çıktı, Ebu Cehil…

İki cihan serveri onu görmezden geldi.

Yüzünü çevirdi.

Müşriklerin en sinsisi…

Dili en zehirli insan…

Kalbi en kara kafir…

Cehaletin babası susmadı.

Bir sürü hakaret etti.

Yetmedi…

Eline aldığı taş ile yaraladı “En Sevgili”yi…

Kanını döktü Mekke toprağına…

Yine de uymadı ona.

Dili de, yüreği de kirli olan insana…

Yürüdü evine…

Sadece bir Müslüman kadın gördü, Yüce Peygamberin başından akan kanı…

Esvabı baştan aşağı kırmızıya boyanmıştı.

Tutamadı gözyaşlarını…

Kanlı yaşlar akıttı göz pınarlarından…

[*] [*] [*] [*]

Hamza…

Amcası…

Özü-sözü bir…

Yüreği de, bileği de çelikten…

Sözleri kılıçtan keskin…

Heybetiyle saygı uyandırırdı.

Avdan dönüyordu.

Eğer yiğitliğin bir diğer adı varsa;

O da Hamza’ydı.

Gözü yaşlı kadını gördü.

Yanına yaklaştı:

- Niçin ağlıyorsun?

Müslüman kadın olanları bir bir anlattı.

Ebu Cehil’in hakaretlerini…

Taşı yerden alıp Peygambere (sav) vuruşunu…

Hamza yönünü çevirdi, Ebu Cehil’in evine…

Hamza’nın geldiğini görünce, şüphelendi.

Yüzünün gülmediğini görünce, korktu.

Avluya girer girmez, Hz. Muhammed’e (sav) yaptıklarını böbürlenerek anlatan Ebu Cehil’in üzerine yürüdü.

Artık Hamza değil.

Bir hışımdı, Ebu Cehil’in üzerine yürüyen.

Bir öfkeydi, onu duvar dibine sıkıştıran.

Bir fırtınaydı, Ebu Cehil’i sarsan.

Çıkardı sırtından yayını…

Kafasına kafasına vurdu.

Sonra gök gibi gürledi:

- Bundan böyle Hz. Muhammed’e (sav) kim bir kötülük ederse, karşısında beni bulur.

Döndü sırtını, gitti.

Hz. Muhammed’in (sav) yanına vardı.

Gördü onu sargılar içerisinde…

Üzüldü…

- Ya Muhammed (sav) hiç üzülme. Sana yaptığından fazlasını yaptım ona.

Onaylama bekledi, gelmedi.

- Eline ne geçti?

Şaşırdı.

- İntikamını almamdan “mutlu olursun” diye düşündüm.

- Hayır. Beni mutlu etmiş sayılmazsın.

Anlamadı.

- Seni ne mutlu eder?

- Müslüman olman dışında beni hiçbir şey mutlu etmez.

- Öyleyse bana İslam’ı anlat.

Anlattı, o kutlu nebi…

Gözleri ışıdı, içi aydınlandı.

Ve Hz. Hamza oldu.

[*] [*] [*] [*]

“Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler. O’ndan başka ilah yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Şüphesiz Allah katında din İslam’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse, bilsin ki, Allah hesabı çok çabuk görendir.” (Ali İmran 18-19)