Çok ciddi bir konu...

Basın.

Görevi, halkı bilgilendirmek...

Özgürce...

Yasaların verdiği bir özgürlük...

Başkalarının yasalar çerçevesindeki özgürlüklerini ihlal etmeyen bir özgürlük...

Hırsızı ifşa edebilen özgürlük...

Katili deşifre eden-edebilen özgürlük...

Vesaire...

Böyle olunca kuvvetliydi basın.

Dördüncü kuvvetti.

Şimdilerde...

Artık her kesimin kendi yayın organları var.

Hırsız...

Arsız...

Katil...

Dolandırıcı.

Sahtekar...

Vesaire...

Ahlaksızlığı yapmadan önce...

Yasaları çiğnemeden önce...

Özetle; minareyi çalmadan önce...

Gazete kuruyor.

Satın alıyor.

Matbaa kuruyor.

İnternet sitesi kuruyor.

Yayın hayatına atılıyor.

Sonra başlıyor çalmaya...

Çırpmaya...

[*] [*] [*] [*]

Ufku geniş olanlar da var.

Çok geniş ufuk sahipleri önceden hazırlıyorlar.

Bir yere gelecekse...

Talip ise...

Önce gücünü oluşturuyor.

Yayın organını kendi kurmaz ise...

Birine kurduruyor.

Uyanık ya...

Millet anlamaz.

Sıkışınca...

- Benimle bağlantısı yok.

- Doğruyu görüyorlar.

- Savunuyorlar.

Vesaire...

[*] [*] [*] [*]

Gelinen nokta şu...

Önceden milletin...

Halkın basını vardı.

Halk adına sorar...

Araştırır...

Haber yapar...

Gerekli yerleri harekete geçirirdi.

Şimdilerde...

Kurumların basını...

Siyasetçilerin gazetesi...

Yöneticilerin muhabiri...

Gazetecilerden başka herkesin yayın organı var.

Hatta basın meslek örgütleri bile var.

Dernekler, basından başka...

Gazetecilerden başka...

Her kesimin çıkarlarını düşünüyorlar.

Çalışıyorlar.

Koltuklarında sabit kalabilmek için gazetecileri dahi ekarte edip, yollarına devam ediyorlar.

Herkes işine geldiği zemini hazırlıyor.

Ayarlıyor.

Ona göre yayın yapıyor.

Sonuca ulaşmaya çalışıyor.

Bu arada çıkar grupları...

Karşı karşıya geliyor.

Kapışıyorlar.

İki yayın organı...

Bir "ak" diyor.

Diğeri "kara"...

Millet kime inansın?

İşin özü...

Milletin öyle derdi yok.

Artık sorgulayabiliyor.

Araştırabiliyor.

Karar verebiliyor...

Basından etkilenmeyen...

Sadece takip eden bir halk ile karşı karşıyayız.

Gerektiğinde meydana inebilen...

Gerektiğinde işine-gücüne giden...

Velhasıl...

1995 yılından bu günümüze...

Sektörün içerisinde bulunan biri olarak...

Basın...

Özgürlük...

İnşallah vardır...

[*] [*] [*] [*]

Gazetecilere gelince...

Yerelden bakıyorum.

Zonguldak geneli için...

Bakın gerçek emekçilere...

Hikayeler farklı olabilir.

Geldikleri yer hep aynı.

Kırsal...

Ekonomik durumları ortalama aynı.

Ya gerçekten sevdiklerinden...

Ya da mecburiyetten...

Mesleğin içindeler.

Hizmetleri büyük.

Kıymetleri bilinmez.

Hepsinin kendi doğruları var.

Çok azı dile getirebiliyor.

Gerçek bu...