Cimri kültürünü dinledim.

Ismarlamazlar.

Ucuza kaçarlar.

Çerez ile idare ederler.

Ayaküstü iş bitirirler.

Neredeyse bedavaya kafa bulurlar.

Ve paylaşmazlar.

Hatta paylaşamazlar.

Kaç şişen olursa olsun.

Tek tercih edilir.

[*] [*] [*] [*]

Çilingir sofralarını bilirim.

Beyaz peynir…

Kavurma…

Olmadı kavun…

Piyaz…

Daha çokları ilave edilebilir.

Bazen kızarmış ekmek ve tereyağı bile yetebilir.

Yalnız gitmez.

Cam cama ile başlar.

Atarsın…

Tutarsın…

Dökülürsün…

Ağlarsın…

Can cana ile devam eder.

Aşırıya gidersen…

Her şey terse döner.

Önce dünya…

Sonra dünyan…

Ve kabul etmezsin.

Kabul etmeyişin, durumun göstergesidir.

Final…

Fare misali…

- O kedi buraya gelecek.

Tiryakileri “tek” tercih eder.

Başparmak ile işaret parmağı yatay “u” şekli alır.

İşareti bilen anlar.

Kaç şişe olursa olsun.

[*] [*] [*] [*]

Soğuksu…

En önemli otlaklarımızdan…

Sıcak tepemize dikildiğinde hayvanlarımız oraya iner.

Kana kana soğuksu içerdi.

İsmini, suyunun soğukluğundan ve bolluğundan alırdı.

İlk inen çoban, azık çantasındaki ayran şişesini çıkarır, hemen gölün içine atar.

Ardından başka çoban…

Diğeri derken…

Bazen gölde 3-4 ayran şişesi olur.

Yemek zamanı gelince halka olunur.

Herkes azık çantasını açar.

Soğan, peynir, salatalık, domates vs…

Başka ne varsa…

Bazen soğan…

Bazen peynir…

Çok bolluk olmazdı.

Ortaya serilir.

Ekmekler çıkarılır.

Ekmeğini ilk çıkaran, hemen eşit şekilde bölerdi.

Biri gider, ayran şişesini alır.

Buz gibi ayran...

Bir ısırım ekmek…

Bir yudum ayran…

Şişe bitinceye kadar sırayla yudumlardık.

Arada bir parça soğan…

Ya da minik minik kırılan peynir parçaları ekmeğe katık yapılırdı.

Ayran biterse…

İkinci şişe…

Üçüncü…

Doymazdık.

Akşamüzeri acıkacağımızı bilir, birazını saklardık.

Çoğu zaman yetmezdi.

Akşamüzeri açlık vururdu.

Sonuç;

Biz bir şişe ayranı, yarım dilim ekmeği veya bir soğanı paylaşırdık.

Ayranı, şişeden sırayla içebilirdik.

Yoksul ve cömerttik.

Ekmeğimiz büyüdü.

Ayranın yerine yoğurdu bulduk.

Peynirin yanına, domates, salatalık koyduk.

Mandalina ve portakalın rengini öğrendik.

Çantalarımıza çikolata girdi.

Tadımız kaçtı.

Aynı şişeyi bir kenara bırakın…

Aynı sofralara oturamıyoruz.

Kocaman sokaklar dar geliyor bize…

Sığamıyoruz.

Dünyalığımızı bulduk.

İnsanlığımızı yitirdik.