Gazneli Sultan Mahmud avdan dönüyordu.
Bir köyden geçerken yol kenarında bir delikanlı gördü.
Selam verdi.
- Adın nedir?
- Ayas.
Biraz sohbet etti.
Sözleri farklıydı.
Zeka kokuyordu.
Davranışları olgun.
Edepli.
Her haliyle dikkat çekiyordu.
Ondaki cevher hissediliyordu.
Annesinden babasından izin istedi.
Onun gönlünü aldı.
Ayas&[#]8217;ı Gazne&[#]8217;ye götürdü.

Ayas, sarayda sultanın emriyle yoğun bir eğitimden geçti.
Her söyleneni anında öğrendi.
Her anlatılanı kavradı.
Hata yapmamak için ise aşırı özen gösteriyordu.
Kısa zamanda sultanın istediği kıvama geldi.
Kendisine ne görev verilse hakkından geliyordu.
Her işte sultanın beğenisini daha çok kazanıyor, takdir ediliyordu.
Sultan Mahmud ise Ayas&[#]8217;ı keşfettiği için memnundu.
Mutluydu.
Sarayda liyakat ve yetenek isteyen görevler için akla ilk Ayas geliyordu.
Sultanın paya verdiği insanlar arasında en gözde kişi.
En güvenilir insan.
Ayas&[#]8230;

Sürekli Sultan&[#]8217;ın maddi ve manevi iltifatlarına mazhar oluyordu&[#]8230;
Bu durum Ayas ile aynı derecedeki memurlar arasında kıskançlığa neden oluyordu.
Hatta vezirler bile onu kıskanır olmuştu.
Hakkında ileri-geri konuşmalar başlamıştı..
Sultan Mahmud ise her şeyden haberdardı.

Sultan Mahmud vezirlerin, kumandanların ve yüksek dereceli memurların katıldığı bir gezi düzenledi.

Gezi esnasında yakınlardan geçmekte olan bir kervan; sultanın aklına vezirlerini, kumandanlarını ve yüksek dereceli memurlarını test etme fikri getirdi.

Vezirlerden birini çağırdı:

- Git, şu kervan nereden geliyormuş sor. Vezir gitti, sordu ve döndü:

- Sultanım, bu kervan Çin'den geliyormuş.

- Peki nereye gidiyormuş?

- Onu sormadım efendim.

Sultan Mahmud bunun için bir başka vezir çağırdı:

- Git şu kervan nereye gidiyormuş öğren. Vezir öğrenip geldi:

- Sultanım, Mısır'a gidiyormuş.

- Anlaşıldı, yükü neymiş?

- Onu öğrenmedim efendim.
Böyle birkaç tane vezir denedi.
Kumandanlarını denedi.
Yüksek dereceli memurlarını denedi.
Hiçbiri tam cevap getirmedi.
Sadece sorulan sorunun cevabını getirdi.
Sultan Mahmud bunun üzerine yanındakilere durumu anlattı.
&[#]8220;Sizlerin Ayas&[#]8217;ı kıskandığınızın farkındayım.
Onun için hoş olmayan konuşmalar yaptığınızı biliyorum.
Onu gözden düşürmek için çeşitli desiseler yaptığınızı gözlemledim.

Ben ona değer veriyorum.
Çünkü onun büyük kabiliyetleri var.
Yetenekli.

Akıllı.

Edepli.
Her verdiğim görevi başarıyor.
Onun için ona çok değer veriyorum.
Biraz önce sizlere görev verdim.
Bir kervan hakkında tam bilgi getiremediniz.
Ancak daha önce bunu Ayas&[#]8217;a verdim.
O başardı.

İnsanın aklına gelebilecek her türlü sorunun cevabını bana getirdi.
İşte ben Ayas&[#]8217;ı bunun için tutuyorum.
Onun için seviyorum.
Bundan dolayı ona farklı muamele ediyorum.&[#]8221;
[*] [*] [*] [*]

Çevremize bir de buradan bakalım.
Kıskandıklarımıza.
Ya da bizi kıskananlara&[#]8230;
Bu her devirde.
Her yerde böyle olmuştur.
İleri gideni geçmeye çalışmak, iyi insanların harcıdır.
Yarışı namuslular yapar.
Diğerleri rekabete girişir.
Her yolu mübah görür.
Yine başaramazsa, çamur atar.
Bakın etrafınıza&[#]8230;
Çok göreceksiniz&[#]8230;
Sonuç:
Ayinesi iştir kişinin, lafına bakılmaz&[#]8230;