Memleketin bir yanı yandı.
Diğer yanını sel aldı.
İklim değişikliği.
Göz göre göre gelen felaketler.
Daha gelmeden önlem almak lazım.
[*][*][*]
Nasıl?
Meteoroloji uyarıyor.
Şiddetli yağış gelecekmiş.
Metrekareye şu kadar düşecekmiş.
Fırtınanın hızı bilmem kaç kilometre imiş.
Görevini yapıyor.
Ardından valilik.
Uyarıyor.
Belediyeleri.
Kaymakamlıkları.
İl müdürlüklerini.
Güvenlik güçlerini.
Kızılay ve AFAD'ı hazır tutuyor.
Kaymakamlar ilçede aynı hareketi yapıyor.
İlaveten.
Muhtarları uyarıyorlar.
Mesaj atıyorlar.
Halen mesajına bakmayan-bakamayan muhtarlar var.
Telefon ediliyor.
Telefona da bakamıyorlar.
Bir şekilde ulaşıyorlar.
Mesaj şu...
- Uyarı yapın.
Tedbir alın.
Birincisi...
Uyarı yapacak adamın önce toplum içine çıkacak yüzü olmalı.
Ayrıca...
Bu uyarılar camilerden yapılıyor.
Ama her köyde cami görevlisi yok.
Birde muhtar ile imamın arası açık olan köyler var.
Neyse...
Bu bir şekilde aşılıyor.
Asıl sorun şu...
İkinci konu...
Tedbir alın.
İyi de...
Ne yapacağız?
İki saat sonra.
Ya da ertesi gün.
Şiddetli yağmur gelecek.
Veya fırtına.
Şimdi vatandaş ne yapacak?
[*][*][*]
Görünen o ki...
Biz artık bu tür olayları çok yaşayacağız.
O zaman çok önceden tedbir almalıyız.
Yağmur söz konusu ise...
Öncelikle dere yatakları temiz tutulmalı.
Yol kenarlarındaki kanallar ottan çöpten temizlenmeli.
Vatandaş tarla atıklarını dere yataklarına atmamalı.
Artık yetersiz hale gelen büzden yapılmış menfezler genişletilmeli.
Gerekirse köprüler yapılmalı.
Yerleşim yerleri tek tek gözden geçirilmeli.
Dere kenarlarındaki yapılara işin uzmanları çözüm önermeli...
Ve uygulanmalı.
[*][*][*]
Eskilerin deyimiyle...
Allah'ın hışmına can dayanmaz.
En azından alınabilecek tedbirler var.
Onlar felaket gelmeden önce yapılmalı.
Öyle olmalı ki...
Can kaybı hiç olmamalı.
Mal kaybı en aza indirgenmeli.
Bu da ancak devlet eliyle yapılır.
Allah afetlerde canlarını kaybedenlere rahmet eylesin.
Yakınlarına sabırlar versin.
Devletimize ve milletimize güç kuvvet versin.