Malum “kalkışma”…

Yapılan direniş…

Yaşanan süreç…

Gelinen nokta…

“Olağanüstü Hal (OHAL)” uygulaması…
'O hal'de ne yapmalıyız?

İnsan olmak…

Milliyetçi olmak...

Vatanı sevmek…

Bu konulara bakışım da bir değişim olmadı.

Bir temel attık.

Aynı temel üzerinde yükseliyoruz.

Önce “insan olmak” penceresinden bakıyorum.

Yüce Mevla uyarıyor.

Haber veriyor.

Her insan İslam fıtratı…

Sonra yaşar.

Tercih kendisine aittir.

Meleklerden daha üstün olabilir.

Esfele safilin de olabilir.

İnsan olmak böyle bir şey…

Milliyetçi olmak…

Milletini sevmek…

Ancak bu yine Kur’an ışığında olmalıdır.

“Tanışıp kaynaşalım” diye kavimler halinde yaratıldığımızı unutmayalım.
Allah’ın istemediği bir milliyetçilik seçmeyelim.

Çünkü Allah katından üstünlük, ancak takvadadır.

Vatan sevgisi;

Vatan sevgisi imandandır.

Bu köşede en çok değindiğimiz noktalardan birisi…

İman meselesi…

İnanmak…

Yüce Yaratıcıya kayıtsız-şartsız inanmak…

Aramıza onun sevdiği insanlardan başkalarını sokmadan inanmak…

Allah’a torpilsiz inanmak…

Çünkü torpil arar isek…

Bizi kandırırlar.

Kendini sevgili gibi gösterenler çıkar.

Keramet gösterirler.

İlmimiz onlara yetmez.

Çünkü iblis alimdir.

Türlü türlü oyunları vardır.

Tek kurtuluşumuz;
Gösterişsiz, sade ve temiz bir iman…

Bunu konuyu tasavvuf dışında tutuyorum.

Onların zaten hiçbir zaman böyle bir dertleri olmamıştır.

Sadece Allah’a yürümüşlerdir.

Dünyayı ellerinin tersiyle iterek...

O zaman hem keramet(!) gösterip, hem dünyayı isteyenlere sade bir bakış açısıyla not verebiliriz.

Sözün özü…

Vatan sevgisi gerçekten bir iman meselesidir.

Meydana çıkmak da…

İşini adam gibi yapmak da…

İşi görev saymak da imana bağlıdır.

“OHAL”de ne yapalım?
O halde ne yapmalıyız?

Bir… İnsan olalım. Sadece insan... Dünya görüşü, dini, dili, ırkı ne olursa olsun karşımızdakilere insan gibi davranalım.

İki… Milliyetimizi, Türkiye’nin bütünlüğü açısından değerlendirip, bir kilimin desenleri gibi bütünü oluşturalım. Farklılığımız, zenginliğimiz olsun.

Üç… Başka vatanımız yok. Kolay kurulmayan bu vatana sahip çıkalım.

Nasıl?

Kimliğimiz…

İşimiz…

Görevimiz…

Bunların hepsini vatan için kullanalım.

Meydansa, çıkalım.

İşse, görev bilelim.

Her işi adam gibi yapalım.

Hatta öyle ki;

Denizde dahi abdest alırken suyu gereğinden fazla kullanıp israf etmeyelim.

A’dan Z’ye tüm hareketlerimize dikkat edelim.

Önceden bu konularda titizlik derecemiz bir ise…

Şimdi iki kat daha…

Hatta on kat, bin kat daha dikkat edelim.

Çünkü bu haldeyiz.

Allah milletimizi bir daha o hale düşürmesin.

Amin