Vali Osman Hacıbektaşoğlu, Zonguldak'a geleli 1,5 yıl oldu.
Vali Hacıbektaşoğlu ile saha muhabirleri olarak defalarca görüşmek istedik, randevu talep ettik.
Özel Kalem Müdürü Mehmet Arslan'a defalarca Vali Bey ile görüşmek istediğimizi söyledik.
Bizler, Vali görmemiş insanlar değiliz!
Bundan önceki Vali Mustafa Tutulmaz'ın kulakları çınlasın...
Ne zaman özel kaleme gittiysek, emekli olan Mehmet Zafer Alas ağabeyimiz Mustafa Bey'e söylerdi.
"Gelsinler, 5 dakika oturalım" derdi.
Ya da, "Hemen gelsinler, dışarı çıkacağım" derdi ve yanına girerdik.
Biz, onun izin verdiği kadarını yazardık.
Diğer konuşmalar hep aramızda kalmıştır.
Derdi ki:
"Siz, Vali Bey ile çay-kahve içmenin keyfine baksanıza..."
Hakikaten doğru söylemiş.
Bunu Vali Osman Hacıbektaşoğlu mu istiyor, Özel Kalem ekibi mi istiyor, bilmiyorum. Ama bize yapılan muamele, daire müdürlerine de yapılıyormuş!
Zaten Özel Kalem Müdürlüğü'nün girişine yapılan o kapı çok yanlış!
Millet, o kapının önüne gidiyor, acayip acayip hareketler yapıp kapının açılmasını bekliyor.
Kapı açılmıyor, çok geçmiyor sağ taraftan, "Buyrun, böyle alayım sizi" diye bir ses geliyor!
Tabi ki Valinin özel kalemine herkes elini-kolunu sallayıp giremez.
Ama bu da fazla be...
Hoş değil!
Mevzuata uygun ölmek...
Bürokratın biri, şehirden, köye gitmiş. Bir bataklık kenarından geçerken, ayağı kaymış, bataklığa düşmüş. "İmdat! Boğuluyorum. Kurtarın beni" diye bağırmaya başlamış. O sırada yakınlardan geçen bir köylü, sesini duyup yaklaşmış. Köylü, bürokratın yardım çağrısını hiç umursamamış bile… Sadece "Geçmiş olsun" demiş.
Bataklıktaki bürokrat paniklemiş, "Lütfen, bir dal uzat. Kurtar beni" diye yalvarmış.
Köylü şöyle yanıtlamış:
"Olmaz. Sen şu anda hazine toprakları üzerindesin. Hazine malından bir şey almak suçtur."
Bürokrat, "Sen dalga mı geçiyorsun? Ölüyorum. Kurtar beni" diye bağırmaya başlamış.
Köylü hiç istifini bozmadan yanıtlamış:
"Ben, hazineden mal alıp suçlu duruma düşemem. Fakat seni böyle bırakacak değilim. Gidip muhtara haber vereceğim. O kaymakama, kaymakam da valiyi arar mutlaka. Mal müdürüne talimat verilir. Şayet hazine arazisi değilse, itfaiyeye talimat verir ve seni kurtarırlar."
Bürokrat, "Yahu, bunlar oluncaya kadar ben ölürüm" demiş
Köylü gülmüş:
"Ben 'ölmezsin' demiyorum ki…Bizim devletle bir işimiz olsa, siz de bu yolları önermiyor musunuz? Biz de oradan oraya gide-gele ölüyoruz adeta…Sen de ölsen, hiç değilse mevzuata uygun ölmüş ölürsün."