AK Partili Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal'ın karşısına 22 aday adayı çıktı.

Bunların başında AK Parti Ereğli İlçe Başkanı Fatih Çakır var.

Fatih Çakır, belediye başkan adaylığı düşündüğü için, meclis üyeleri üzerinden Hüseyin Uysal'ı yıprattı.

Belediyeyi zayıf düşürdü.

Milletvekili aday adaylığı için istifa etti.

Ama bir milletvekilinin de etkisiyle yeniden İlçe Başkanı yapıldı.

Şimdi de belediye başkan aday adayı...

Teşkilat Başkanı olarak Ankara'ya çağrılıyor, kendini öne sürüyor, başkanı kötülüyor.

Hüseyin Uysal'a gelince...

Hem belediyeyi, hem de partiyi yerlere düşürdü.

Başaramadı...

Tüm başkan yardımcıları istifa etmiş, teşkilatla ters düşmüş, kamuoyunda yıpranmış bir isim.

Hem de 5 yılda...

AK Parti, Ereğli'de Hüseyin Uysal ile seçime giderse, seçimi kaybeder.

Partiyi ve belediyeyi kamuoyu nezdinde tartışılır hale getiren Fatih Çakır, mutlaka bu teşkilatın başından uzaklaştırılmalı.

Çünkü aday yapılmadığı için, 5 yılda belediye başkanını nasıl yıprattıysa, kendisi aday gösterilmezse, gösterilen adayı yıpratacaktır.

Partinin bu işe acilen bir çözüm bulması gerekir.

Diyeceksiniz ki:

"Zonguldak'ta durum farklı mı?"

AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun da, belediye başkan adayı olmak istedi.

Son ana kadar mücadele etti.

Ve hiç istemediği Ömer Selim Alan aday oldu.

Şimdi akla o meşhur ormancı ile yılan hikayesi geliyor.

Hani hikayenin sonunda, "Sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken, biz artık dost olamayız" diyor ya yılan!

Aynen öyle...

Zeki Tosun, kendisini İl Başkanlığı görevinden aldırmak isteyen Ömer Selim Alan'ın Zonguldak Belediye Başkanı seçilmesi için çalışacak!

Yüreği küçük olanlar korkar

Bir Hint masalında, bir fare, kedi korkusu sebebiyle devamlı endişe içinde yaşamaktadır.

Büyücünün biri, fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür.

Ama fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde, bu kez de köpekten korkmaya başlar.

Büyücü, bu kez onu bir kaplana dönüştürür.

Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar.

Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok, onu tekrar eski haline döndürür ve der ki:

"Sana yardım edemem. Çünkü senin korkun, cisminin değil, yüreğinin küçüklüğünden kaynaklanıyor."

İnsanların da çoğu küçük bir yürek taşıdığı için korkar.

Shakespeare der ki:

"İnsanların çoğu düşünmekten korkar, sorumluluk getireceği için...

Konuşmaktan korkar, eleştirilmekten korktuğu için...

Duygularını ifade etmekten korkar, reddedilmekten korktuğu için...

Sevmekten korkar, kaybetmekten korktuğu için...

Sevilmekten korkar, kendisini sevilmeye layık görmediği için...

Yaşlanmaktan korkar, gençliğinin kıymetini bilmediği için...

Unutulmaktan korkar, dünyaya iyi bir şey vermediği için...

Ve ölmekten korkar, aslında yaşamayı bilmediği için..."

(Alıntı)

Günün Fıkrası: Kilisenin yolu...

Bir gün papaz, Trabzon'a gider ve kiliseyi aramaya başlar.

Yolda bir çocuk görür, "Evlat, kilise nerede?" diye sorar.

Çocuk tarif eder.

Papaz, "Sen iyi bir çocuğa benziyorsun, yarın gel sana cennetin yolunu tarif edeyim" der.

Çocuk, "Ula sen daha kilisenin yolunu bilmiysun, cennetun yolunu nereden bilecesun?" diye cevabı yapıştırır.