AK Parti'nin Zonguldak'ta nasıl yönetilemediğinin kısa bir özetini yapmak istiyorum size...
AK Parti Zonguldak İl Başkanı, senelerdir hiçbir şey yapmadan koltukta oturuyor!
"Koltukta oturuyor" dediysek, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle hastanede tedavi olmadığı ve evde istirahat etmediği günlerde partiye geliyor.
Ereğli'de yerel seçimlerde 10 bin oydan fazla fark yemiş bir İlçe Başkanı Fatih Çakır, İl Yönetim Kurulu'na alınıyor ve "Yerel Yönetimler Başkanı" olarak görevlendiriliyor!
Devrek'te belediye başkan adayıyken, kendi girdiği seçimi yönetemeyen ve AK Partili belediyeyi kaybeden Sezai Bükrü, İl Yönetim Kurulu'na girmiş ve "Seçim İşleri Başkanı" olmuş!
Şimdi siz bu kadronun başarılı olmasını mı bekliyorsunuz?
İşin ilginç yanı hem Fatih Çakır hem de Sezai Bükrü "milletvekili adayı" olabilmek için can atıyorlar!
Şimdi diyorlar ki:
"Zeki Tosun, milletvekili aday adaylığı bahanesiyle önümüzdeki günlerde istifa edecek."
"Etti" diyelim... Yerine kim gelecek?
İl Yönetimi içinde bu sorumluluğu taşıyabilecek isim var mı?
Bugün Zonguldak'ta AK Parti'nin yönetilemeyişinin sorumlusu, Genel Merkezdir...
Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir'dir...
Kamudaki liyakatsizlik, parti yönetimine de sıçramıştır.
Ne zaman yeni bir il başkanı atanacak?
Ne zaman yönetim oluşacak?
Ne zaman sahaya çıkılacak?
Nasıl başarılı olunacak?

Zonguldak kabuk değiştirecek!
AK Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun'un istifasının ardından Zonguldak'ta hızlı bir değişim yaşanacak.
Sonbaharda sözleşmeleri bitecek olan Zonguldak İl Sağlık Müdürü Ertuğrul Güner ve Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimi Hasan Tosun başta olmak üzere "sağlıkta yeniden yapılanma" olacak. Birçok isimle sözleşme yenilenmeyecek.
"Değişim" sadece sağlık sektöründe olmayacak.
Birçok kurumda önemli değişiklikler yapılacak.
Zonguldak, 2023 genel seçimlerine yeni bir kadroyla giriş yapacak.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nde, Rektör Prof. Dr. Mustafa Çufalı'nın yerine Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer'in göreve getirilmesi nasıl pozitif bir etki yarattıysa, diğer kurumlarda da bu etki görülebilir.
Yıllarca aynı evde yaşayın, yıllarca aynı binada çalışın; o binadaki yanlışlıkları görmeye, görseniz de fark etmemeye başlarsınız. Zonguldak'taki durum, tam da budur. Bunun adı "meslek körlüğü" ya da "görev körlüğü"dür.
"Değişim" şart!

Limanda denize girilmez!
Zonguldak Limanı içinde bir genç, iskeleden denize inmiş...
Oradan karşıdaki tren ferisinin üzerine çıkmış...
Oradan denize atlamış...
Balçığa saplanmış...
Bazıları hala Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan'ı suçluyor!
Limanda denize girilmez!
Zonguldak Limanı'nda hiç girilmez!
O limana kanalizasyon dahil her şey akıyor.
Tepkiler üzerine oraya korkuluk yapılacak.
Ama inşallah kaba bir korkuluk yapılmaz.
Çünkü deniz kenarında korkuluk olmaz!
İstanbul'da yok, İzmir'de yok!
Ama Zonguldak'ta olacak!
Konfüçyüs'ün, "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, tehlikelidir" sözü, ne kadar doğru, değil mi?

TSO Başkanlığı 5 milyon lira eder mi?
Dün size iş dünyasından bir ismi takdim etmiştim!
Önümüzdeki günlerde TSO Başkanlığı'na aday olabilecek bir isimdi.
Üstelik elindekiyle yetinmeyen; evdeki hizmetçisi, işyerindeki güvenlikçi ve ofisteki sekreteriyle birlikte olan bir iş insanı!
TSO Başkanlığı için 5 milyon lira bütçe ayırmış!
TSO Başkanı olsan ne kazanacaksın ki, 5 milyon lira harcayacaksın?
Anlaşılır bir durum değil!
TSO Başkanlığı etiketi, 5 milyon lira eder mi?
Hani Zonguldak TSO Başkanı olsan, neyse!
"Sera OSB, Manda OSB, Gökçebey OSB, Mobilyacılar Sitesi, Toptancılar Sitesi, Otogalericileri Sitesi" derken, hani bir şeyler olur da!