AK Partili Zonguldak Belediye Başkanı Doktor Ömer Selim Alan'a, "Nerde yedin paraları, söyle?" diye soruyorlar!
AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun, bu soru karşısında neden sessiz kalıyor?
Mesela, Ömer Selim Alan'a telefon açsa, "Festivalde ne kadar harcadın?" diye sorsa...
Başkan, topladığı paraları yememişse, kardeşi Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimi Hasan Tosun'u koruduğu gibi "Ömer Selim Alan bizim gözbebeğimizdir" dese, olmaz mı?
Eğer Ömer Selim Alan, oradan para yemişse, bize de söylese!
Biz de yazsak!
Olmaz mı?
Kafama takılan başka bir soru daha var...
Belediye Başkanının festival için topladığı paraları yediğine dair bir iddia ortaya atılmış.
Devletin savcıları neden harekete geçmiyor?
Neden haberi ihbar kabul etmiyor?
Çağır haberi yazan gazeteciyi, iste elindeki belgeleri...
Sonra çağır Belediye Başkanını...
"Hakkınızda böyle bir iddia var, ne diyorsunuz?" de...
Sorulara yanıt veremiyorsa, gereğini yap...
Yok iddia yalansa, iddiayı ortaya atan hakkında gereğini yap...
Şimdi Zonguldak'ta bir gazeteci, Valiye ya da Başsavcıya, "Nerde yedin paraları, söyle?" dese, olur mu?
Alkol alıp kaza yapan, olay yerinde aracını bırakıp kaçan savcıyı "yazdık" diye muhabirimizi savcı talimatıyla gece yarısı evinden almışlardı!
Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan ile aynı soyadı taşıdığı için böyle davranıyor olabilir mi?
Hani "Başkana kıyak geçiyormuş" gibi görünmemek için basının Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan hakkında yazdıklarına göz yumuyor olabilir mi?
Ben böyle bir şey olduğuna inanmıyorum.
Vali hakkında yazılanlarla ilgili kanaati olan Başsavcı, Belediye Başkanı hakkında yazılan yazılarla ilgili de bir kanaate varmalı.
Her ikisi de Cumhurbaşkanını temsil ediyor.
Ama burada sesi çıkması gereken iki kişi varsa, onlardan biri AK Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun, diğeri AK Parti Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Mükerrem Ayçiçek'tir!
Neden sesleri çıkmaz?

Devrek, Çaycuma ve Gökçebey'de adam yok mu?
Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Demir; Devrek, Çaycuma ve Gökçebey'de etkili!
Aynı Metin Demir, Ereğli ve Alaplı'da etkili değil!
Çaycuma'da Sera OSB, Manda OSB, Gökçebey'de Küçük Sanayi Sitesi gibi faaliyetleri olan Zonguldak TSO Başkanı Metin Demir, Ereğli ve Alaplı'da bu ve benzeri girişimde bulunamıyor!
Bulunamaz, çünkü Ereğli, Metin Demir'i bu işlere karıştırmaz.
Alaplı da öyle...
Ama bizim Devrek, Çaycuma ve Gökçebey, bu konuda zafiyet gösteriyor!
Biz bu konuda Devrek ve Çaycuma TSO Başkanlarını uyardık!
Ama onlar bizi anlamadı!
Ya da işlerine gelmedi!
Kardeşim, Devrek, Çaycuma ve Gökçebey'de adam yok mu?
Manda OSB ile Zonguldak TSO'nun ne işi olur?
Sera OSB ile Zonguldak TSO'nun ne işi olur?
Manda, Çaycuma'da!
Sera, Çaycuma'da!
Başkanı, Zonguldak'ta!
Peki, Zonguldak TSO Başkanı, Zonguldak'ta ne yaptı?
Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası'nın öncülüğünde yapımına başlanan Zonguldak Mobilya ve Dekorasyon Ticaret Merkezi inşaatında skandal gelişmeler yaşanıyor. Müteahhit sürekli para istiyor.
Makzon iptal oldu.
Zonguldak'ta tırnağını geçiremeyen TSO; Devrek, Çaycuma ve Gökçebey'de parmağını geçiriyor!
Ses çıkartan yok!

Çok güldük, başımıza bir şey gelecek!
Hepiniz duymuşsunuzdur...
"Çok güldük, başımıza bir şey gelecek!"
Böyle bir düşünce içinde büyütülen bireyler, gülmek için çaba gösterebilir mi?
Ve hatta gülmemek için çaba göstermez mi?
Oysa, çok güldüğümüzde, "Bir kilo pirzola yemiş kadar olduk" sözü de vardır! Ama bu söz, "Çok güldük, başımıza bir şey gelecek" kadar yoğun kullanılmaz!
Gülmeyi, "kötülüğün habercisi" olarak gören bir anlayışın mutlu olma şansı var mı?
"Allah gülmekten ayırmasın" sözüyle bitiriyorum bu yazıyı...
Bu arada, atasözlerimiz arasındaki çelişki yumağını gördünüz, değil mi?
Biz Türkler, mutlaka kendimizi kurtaracak bir atasözü buluruz, değil mi?