Hani geçen gün, "Beni Paris'e çağırıyorlar" dedim ya...
"Acaba ne var?" diye merak etmiştim!
Bir dost aradı, "Sen bankacı kadını mı yazdın?" dedi!
"Hangi bankacı?" diye sordum!
Anlattı! Meğer, Zonguldak'ta bir banka şubesinde çalışan kadını, evli sevgilisi Paris'e yollamış!
Kadının tüm masraflarını karşılamış!
Kadın, bir dünya alışveriş yapmış!
Gelince, çevresine bayağı bir hava atmış!
"Bizi niye çağırdılar, ne çıktı?" dedim, kendi kendime...
Zonguldak böyle işte!
Karısını İstanbul'a yollamayan adamın sevgilisini Paris'e yollaması ne kadar ilginç değil mi?
Şimdi Eyfel Kulesi gibi yapılan binanın son katından sevgilisine bir daire verirse, süper olur!
"Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" diye boşuna söylememişler!
Binersen Ford, olursun lord!
Bu arada, kenti alt-üst eden eski bir siyasetçinin oğlu, evli kadınlara dadandı! İki kadın, eski politikacının oğlu ile ilişkisi yüzünden eşinden boşandı!
Ama asıl bomba, politikacının oğlunun eşinde!
Çalarsan kapıyı, çalarlar kapını!

Kıssadan Hisse: Dört kız...
Genç bir erkeğin dört kız arkadaşı vardı ve bir türlü hangisiyle evleneceğine karar veremiyordu. En sonunda doğru kararı verebilmek için bir test yapmaya karar verdi. Her birine 10 bin TL vererek, "Bu parayı istediğiniz gibi harcayın" dedi.
Birinci kız arkadaşı, kendisine yeni elbiseler ve ayakkabılar aldı, kuaföre ve güzellik salonlarına gitti. Genç erkeğe geri geldiğinde, şöyle dedi:
"Senin için en güzeli ben olmak istiyorum, çünkü seni seviyorum!"
İkinci kız arkadaşı ise, genç erkeğin tuttuğu takımın iki kombine biletini, en sevdiği türden bir sürü video CD ve bir ay yetecek bira ile geri geldi ve şöyle dedi: "Bunlar senin için aldığım hediyeler. Eminim seni mutlu edecektir, senin mutlu olmanla bende mutlu olacağım."
Üçüncü kız arkadaşı ise, bu parayla iyi bir yatırım yaptı ve kısa bir süre içerisinde para kendini ona katladı ve bu parayı da çeşitli yatırım alanlarında kullandı. Genç adama geri gelerek, şöyle dedi:
"Bana verdiğin parayı birlikte yaşayacağımız mutlu bir gelecek için çoğalttım, çünkü seni seviyorum!"
Dördüncü kız arkadaşı ise, bu paranın bir kısmıyla bir sürü kitap aldı, kalan kısmıyla ise fakirlere yemek dağıttı. Genç adama geri gelerek, şöyle dedi: "Verdiğin paranın bir kısmıyla sana layık olabilmek için bir sürü kitap aldım, diğer kısmıyla ise senin adına fakirlere yemek dağıttım."
Genç erkek, dört kız arkadaşının yaptıklarından çok etkilenmişti. Karar vermek için arkadaşlarının verdiği cevaplar hakkında bir süre düşündü.
Çok iyi düşündü.
Bu belki de hayatının önemli kararı alacaktı. Kolay bir karar değildi. Arkadaşlarının verdiği cevapları bir daha düşündü.
Ve en iri göğüslü olanla evlenmeye karar verdi!

Hisse: Bazıları, babası zengin olan kızları tercih ediyor!
Günün Fıkrası: Kayserili...
Gözleri kör yalnız ve yoksul bir Kayserili, kırlarda başıboş dolanırken, bastonuna değen sihirli lambayı alıp içinden cin çıkarmayı başarmış.
Bu işten hayli bıktığı belli olan cin, Kayseriliye şöyle bir baktıktan sonra, "Senin hayli isteğin vardır. Şimdi sen gözlerin açılsın istersin, zenginlik dilersin, evlenmeyi arzularsın, ama uğraşamam. Sadece bir dileğini yerine getireceğim. İyi düşün ve ne isteyeceksen iste" demiş.
Kayserili, biraz düşündükten sonra dileğini söylemiş:
"Çocuğumun saatlerce altınlarımı saymasını görmek istiyorum."