Değerli okurlarım...
Zonguldak için çok önemli olan valilik, rektörlük, genel müdürlük gibi; her ilde olduğu gibi ilimiz için de önemli olan makamlara atanan ve bazen de giden değerli üst düzey yöneticilerimiz ile ilgili "hayırlı olsun" içerikli yazılarımı siz değerli okuyucularımdan hatırlayanlar olacaktır.
Örneğin; giden rektörümüz, değerli hemşehrimiz Sayın Prof. Dr. Mustafa Çufalı'nın atanması sonrasında, bu köşede, "Zonguldak için çok önemli bir atama" başlığıyla 9 Nisan 2018 tarihide çıkan yazımız bunlardan birisidir.
Üniversitemize kazandırılması aşamasında görevde bulunma şansına sahip olduğum yeni rektörümüz için de, geleneği sürdürmek daha da gerekli olmuştur.
Kurucu rektörümüz Sayın Prof. Dr. Ramazan Özen'in rektörlük döneminde, ben de Mühendislik Fakültesi'nde yönetim görevini yürütmekte idim.
Üniversitemizin kurucu fakültesi olmasına rağmen, kaynakların daha çok yeni kurulan fakültelere harcanması nedeniyle yeni bölümlerin açılamadığı ve mevcut bölümlerin de gelişemediği ile ilgili taleplerimizi sık sık kendilerine iletmekte, ilgi ve desteklerini görmekte idik.
Nitekim, Elektrik-Elektronik ve Çevre Mühendisliği bölümlerinin açılması, özellikle de açık olan İnşaat Mühendisliği bölümümüzün laboratuvarlarının oluşturulması ve öğretim elemanları kazandırılması gibi gelişmeler, kendilerinin bu ilgi ve destekleri sayesinde olmuştur.
Zira üniversitelerde, rektör desteği olmadıkça, hiçbir yöneticinin, rutin görevler dışında bir şey yapması mümkün değildir.
2001 yılı içinde bir gün, aramışlar ve, "Kuşcu hoca, Trabzon'dan ....... Hoca aradı. Doktorasını tamamlamış. Bir asistanını istersek bize yönlendirebileceğini söyledi. Hocaya ihtiyacın olduğunu söylüyordun. Seninle temas kurmalarını söyledim" mealinde bir iletileri, istekleri olmuştu. (Sayın rektörümüz daha önce, Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde uzun yıllar görev yaptıkları için, bir çok öğretim üyesinin bu üniversiteden, üniversitemize gelmesini sağlamıştı.)
Sonrasında, gerekli iletişim olmuş ve adı geçen asistanın, Dr. İsmail Hakkı Özölçer olduğu anlaşılmıştı.
Sonuçta, çıkılan ilana kendileri başvurmuş ve üniversitemizin İnşaat Mühendisliği bölümüne yardımcı doçent olarak atamaları gerçekleştirilmişti.
Görev dönemimde, kendisi ile ilgili hoşnutsuzluk yaratan bir durum da yaşamamıştık.
Şimdilerde Bursa Teknik Üniversitesi'nde profesör olan, o zamanki Bölüm Başkanı sevgili İsa Yüksel'den de, olumsuz bir şey duymamıştım.
Üniversitesine kazandırılmasında görev ve sorumluluğu olan bir hocanın, o üniversiteye rektör olmasından memnun ve mutlu olmaması, başarısını istememesi düşünülemez.
Öncelikle kendilerini tebrik eder, başarılar dilerim.
(Bu arada şu tesadüfe bakınız ki; yine Mühendislik Fakültesi yöneticiliği görevim esnasında açılışını gerçekleştirdiğimiz, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Başkanı olan (ve halen Düzce Üniversitesi'nde profesör olan) sevgili Nedim Tutkun da bir gün gelmiş ve "Hocam; Tokat'taki bir meslek yüksek okulundan bir doktor öğretim görevlisi bize gelmek istiyor" demişti.
İstek, önce rektörümüz, ardından YÖK Başkanı, halen de Milli Eğitim Bakanı Olan Sayın Prof. Dr. Mahmut Özer ile ilgili idi.
Konu yine rektörlük makamına iletilmiş ve onun da yardımcı doçent olarak bölümümüze atamaları gerçekleştirilmişti.
Ben ne şanslı birisi imişim ki; gelecekte, üniversitemiz ve ülkemiz için önemli hizmet makamlarına gelecek olan böyle değerlere yolların açılmasında az-çok katkılarım olabilmiş!)
Bu arada, Sayın Rektör Mustafa Çufalı ile ilgili, Nisan 2018 tarihli yazımda, kendilerine tebriklerimi, başarı dileklerimi iletmiş ve;
"... Dünyanın birçok yerinde, maden varlığına bağlı olarak oluşan kentlerin, bir nedenle, oralarda madencilik faaliyetlerinin azalması ya da sonlanması hallerinde, eski önemlerini yitirdiklerinin, boşaldıklarının hatta terk edildiklerinin örnekleri çoktur.
Taşkömürü havzasındaki madencilik faaliyetlerinin ve Zonguldak kentinin günümüzdeki durumu için de "Eğer üniversitesi de olmamış olsaydı, Zonguldak'ın il olarak varlığını sürdürmesi bile zor olurdu!" değerlendirmesine katılmamak mümkün değildir.
Bu nedenle, üniversiteler ve rektörlük makamları her yerde çok önemli olsa da, Zonguldak gibi yerlerde çok daha önemlidir.
... Bir kent ve bölge için üniversite bu kadar önemli olunca, üniversitenin gelişmesinde ve tercih edilebilirliğinin artmasında, sadece kampüs içi ortamlardaki iyiliği yeterli olamamaktadır. İl ve kent genelinde de yaşanabilir bir ortamın olması da gerekmektedir.
Bu nedenle de, üniversite yönetimlerinin kent ve il düzeyindeki kentleşme, altyapı, çevre, sosyal ve kültürel yaşam gibi konularındaki olumsuzlukların ilgili makamlar ve kurumlar nezdinde izlemesi, taleplerinin olması; eleştiri ve önerilerini iletmelerinin doğal hakları, hatta görevleri olduğuna inanıyorum.
... Sayın Prof. Çufalı'nın, rektör aday adayı belirleme seçimlerinin kaldırılmasından sonra, doğrudan atanan rektör olmalarının, (Dışarıda var mı yok mu bilemem amma, üniversite içinde kimseye sözü ve vaadi olmadığından!), kendileri için bir avantaj olduğuna inanıyorum.
....... "
gibi konulara yer vermiştim.
Daha sonraki bir-iki görüşmemizde de, bu ve benzer düşüncelerimi dile getirmiştim.
Gökçebey ilçemizin bir köyünden olan, Değerli hemşerimiz, Sayın Prof. Dr. Çufalı'nın, iyi bir bilim adamı, dürüst bir yönetici ve iyi bir kişi olmasının, rektörlükte başarılı olması için yeterli olmadığı ortak bir kanı olmuştur.
Sayın yeni rektörün bu göreve gelmesinde, eski rektörümüz, şimdiki Sayın Milli Eğitim Bakanı'nın dahli olduğuna kuşku yoktur.
Kendisine olacak desteğin, başarılarını kolaylaştırmada, üniversiteye ve bölgemize olacak hayırlı hizmetleri için de önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.
Başarılı olacağına inandıkları için bu makama getirildiklerine kuşku yoktur.
Kendisini ve ekibini tekrar tebrik eder, başarılar dilerim.
Bu vesile ile Kurucu Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Ramazan Özen'e sağlıklı ve uzun ömürler; giden rektörümüz Sayın Prof. Dr. Mustafa Çufalı'ya da, en içten iyi dileklerimi iletirim.
Kurban Bayramınızın da güzel geçmesini, hayırlara vesile olmasını dilerim.