Zonguldak-Ereğli yolu...
Çalışma devam ediyor.
Gün gelir, tamamlanır.
O sırada...
Araç sayısı artar.
Trafik yoğunlaşır.
Yeni ihtiyaçlar ortaya çıkar.
Bu çalışma devam eder.
2023, 2053, 2071...
Böylece devam eder.
Ondan hiç şüphemiz yok.
[*] [*] [*] [*]
Tüm bu süreç yaşanırken...
Aksayan trafik...
Yeni yapılan...
Çalışmanın devam ettiği...
Bölgelerde yenileme...
Çökme...
Doğanın azizliği...
Zamana bırakılan çalışmalar...
Vesaire...
Hepsi ayrı konu...
Yıkılan bölgeler...
Çöküntüler...
Tamir edilebilir.
Edilir de...
[*] [*] [*] [*]
Ereğli'den alında...
Kozlu'ya kadar...
Tüm bu çalışmalar içinde...
En etkili bölüm...
Yeni yapılan tüneller...
Viyadük...
Etkileyici...
Yapılamayan...
Tamamlanamayan...
Bitirilemeyen bir yolda...
Yapılan tüneller büyük başarı...
Hakkını vermek lazım...
Ufak bir eksiklik var.
Lağım kokusu...
Birde...
Fanlar çalışmadığı zaman meydana çıkan sis...
Egzoz gazı...
Kanser...
Zehirleniyoruz...
Yolumuz yoktu.
Üzülüyorduk.
Yolumuz oldu.
Zehirleniyoruz.
Velhasılı...
Bizim kaderimiz...
Zonguldak'ın kaderi...
Öyle bedava nimet yok.
Yol varsa...
Egzoz gazı var.
Kömür varsa...
Meslek hastalığı var.
İş isterseniz...
Avanta var.
Tayin isterseniz...
Vesaire...
Saymakla bitmez...
Ancak "tünellere çözüm bulunabilir" diye düşünüyoruz.
Bizden hatırlatması.
Sarayda iftar...
Harun Reşid...
Ramazan günü Behlül'e tembih etti...
- Akşam namazında camiye git.
Namaza gelen herkesi iftara davet et.
Akşam oldu.
Behlül camiye gitti.
Namaz kılındı.
Namazdan sonra Behlül, 5-10 kişilik bir grupla çıkageldi.
Harun Reşid şaşırdı...
- Behlül, bunlar kim?
Ben sana "namaza gelen herkesi saraya iftara çağır" diye tembih etmedim mi?
Sen o kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin.
- Efendimiz!
Siz bana camiye gelenleri değil...
"Namaza gelenleri iftara çağır" dediniz.
Namaz kılındı.
Caminin kapısında durdum.
Çıkan herkese sordum:
"Hoca hangi sureleri okudu?"
Getirdiklerim bildi.
Diğerleri bilmedi.
Onun için ben de bu kişileri getirdim.
Camiye gelenler çoktu.
Ancak...
Yalnız bunlar namaza gelmiş.
