İman...

Ahiret inancı...

Hayat, sadece dünyadan ibaret değil.

Asıl olan...

Ahiret.

Dünyadan çıkıp kıyamet kapısından geçip...

Cennet veya cehennem ile sonuçlanan bir hayat.

Sonsuz hayat...

Cehennem...

Kısmı cehennem...

Cennet...

Yaratılış gayesi iyiliktir.

İyi düşünmek...

İyilik yapmak...

Hayırda yarışmak...

Kötü düşünmemek...

Kötülükten uzak durmak...

Kendimize...

Ailemize...

Topluma yararlı olmak...

İyiliğin en temel göstergesi...

Yaşam gayesi...

Olması gereken.

Ancak her zaman böyle olmaz.

Kişi kendine çalışır...

Öyle çalışır ki...

Helal dairesinin dışına çıkar.

Başta dünyalık kazanır.

Ailesine kazandırır.

Hatta çevresindekilere...

Bilmez ki...

Hırsı aklının önüne geçmiştir.

Kalbine perde inmiştir.

Gerçeklere başka anlamlar yüklemiştir.

Hatta...

Aklı, ona güzel sonuçlara çıkan yol çizer.

Gün gelir...

Hak tecelli eder.

Helal dairesinin dışındaki tüm çalışmalar kişinin zararınadır.

Ailesinin...

Hatta toplumun zararınadır.

[*] [*] [*] [*]

Dünyada adalet her zaman işlemez.

Hatta...

Haksızlar, haklı gibi meydanda yer bulur.

Müjde, bu durum üzerinedir...

"Kıyamet günü için adalet terazileri kuracağız.

Öyle ki, hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek.

(Yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız.

Hesap görücü olarak biz yeteriz."

Ahirette adalet mutlaka tecelli edecek.

Kim, zerre miktarı iyilik yaptıysa...

Karşılığını görecek.

Kim, zerre miktarı kötülük yaptıysa...

Karşılığını görecek.

Bize düşen...

Bunu bilmek...

Bu bilinçle yaşamak...

Başka uyarılar da mevcut...

Açık ve net...

"Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa ahiret, daha hayırlı ve süreklidir."

[*] [*] [*] [*]

Ahireti unutan...

Hesabı unutan...

Önce kendine...

Ailesine...

Çevresindekilere hüsran yaşatır.

Hayırlı...

Kalıcı olan ahirete hazırlanmak...

Orada mutlu olabilmek...

En büyük arzumuz olmalı.

Geçici zevkler...

Tatlı haramlar...

Uzak durmamız gerekenler.

[*] [*] [*] [*]

Çözüm belli.

Yol belli.

Sonuç belli.

Bize düşen...

Uymak ya da uymamak...

Ne yaparsak yapalım...

Yaptıklarımızdan hesaba çekileceğiz.