Ereğli basını 90'lı yıllarda imrenilecek düzeydeydi.
Habercilik tartışılabilir.
Olaylara yaklaşım...
Dünya görüşü...
Hepsi farklı olabilir.
Tüm bunların bir seviyesi vardır.
İnsani yönü.
Kentin durumuna bakış.
İdeolojik yaklaşım.
Dik duran muhabirler, gazeteciler vardı.
Yayın kuruluşlarının kimliği vardı.
Bu konuyla ilgili derinlemesine cümleler kurabiliriz.
İşin boyutu sadeydi.
Ereğli'deki basının fotoğrafı, imrenilecek bir görseldi.
Sonra...
Erdemir devreye girdi.
Abonelik...
Reklam...
Belediye devreye girdi.
O da aynı yolu izledi.
Bir zamanlar sac tüccarları vardı.
Onlar da gücüne göre tavır sergiledi.
Abone, reklam işine girdiler.
Çok kısa sürede her şey değişti.
Hiç tanımadığımız insanlar çıktı piyasaya.
Yakalarında yayın kuruluşlarının personel kartı.
Fotoğraftan anlamayan.
Haber yazmasını bilmeyen.
Ne mektepli...
Ne alaylı...
Duymuş parayı.
Yapmış hesabı.
Erdemir'den şu kadar.
Belediyeden bu kadar.
Matbaaya bu kadar.
Geri kalan hepsi kar.
Ofis yok...
Muhabir yok...
Dağıtıcı yok...
Dükkan kirası yok...
Güya 'home ofis'...
İlgi, itibar gördüler mi?
Kullanım alanına göre.
Meslek örgütü de bu işe göz yumdu.
Bu durum reklam, abone için rakam belirleyenlerin işine geldi.
Hatırı sayılan yayınlar, onlardaki gazeteciler azınlıkta kaldı.
Sonuç...
Ereğli basını ciddi irtifa kaybetti.
Toparlanır mı?
İnsan üç nesilde bir aslına döner.
Ki her zaman umut vardır.
Bu olay Zonguldak'ta da böyle.
Diğer ilçelerinde de...
Esasında Türkiye'nin sorunu.
Ne zaman ki kurumlar...
Reklam, abone konusuna bir kriter getirir...
O zaman bir düzelme olur.
Ne zaman bir yasal düzenleme olur...
İmtiyaz sahibi, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni, haber müdürü, muhabir...
Olması gereken kadrolar bir yayın kuruluşu için zorunlu hale getirilir...
Bu konu internet medyası için de geçerli.
O zaman birbiriyle yarışabilen yayın kuruluşları ortaya çıkar.
Etkili de olur.
Asıl soru şu:
Etkili yayın kuruluşlarını kim ister?
Dünya görüşü ne olursa olsun...
İster sağcı yayın yapsın, ister solcu.
İktidar yanlısı veya muhalif.
Fark etmez.
Haberin namusuna dokunmasın.
Yorum bir bakış açısıdır, duruştur.
Yasalar ölçüsünde isteyen istediğini yazsın.
Böyle basını kimse istemez.
Ne iktidar, ne muhalefet.
Durum böyle olunca...
Meslek örgütlerinin de seviyesi kalmıyor.
Ereğli Gazeteciler Derneği'nde görev değişimi oldu.

Şafak Erel ve yönetimine başarılar diliyoruz.
Daha önce birçok defa mesleki alanda öncülük eden EGD aslına döner.
Birlik olup gaspedilen hakları geri alırlar.
Sırf mesleki çalışmalardan dolayı zor günler geçiren meslektaşlarımıza sahip çıkarlar.
Hatta bu konuda diğer meslek örgütlerine örnek olur diye umuyoruz.