Bizim seçmediğimiz genel başkanlar...

Listeler yapıyorlar.

Zonguldak için bakalım...

Beş isim yazıyorlar...

Önümüze koyuyorlar.

- Bunları seçin.

Adaylar başlıyor çalışmaya...

Mahalle-köy gezisi...

Akşam iftar...

Sabah sahur...

Düğün-dernek...

Bu konuda şanslılar.

Ramazan ayı olduğu için düğün işleri yavan...

Adaylar şanslılar...

Düşünsenize...

Her yerde düğün...

Her yere çeyrek...

Bu ayrı konu...

Adaylar çalışıyor.

Normali de bu...

Teşkilatlar peşinde...

Oy istiyorlar.

Afişler...

Broşürler...

Vesaire...

Bunu da anladık.

Hatta...

Gazeteler...

Televizyonlar...

Radyolar...

İnternet siteleri...

Sosyal medya...

Sonuna kadar kullanılabilir.

Kimin ne derdi varsa...

Anlatsın...

Yapacaklarını...

Yapmak istediklerini...

Ne derlerse desinler.

İki dudak arasından çıkan isimlerin...

Akıbeti yine iki dudağa bağlı...

Hepsini anlamaya çalışıyorum.

Ucundan demokrasi...

Makarna, kömür, gıda, giyim...

Bu kadar olur.

Tek anlayamadığım...

Sokaklarda bangır bangır gezen seçim araçları...

Bu millet o kadar kafasız mı?

Yoldan geçen araçtan "bağırdılar" diye oy verir mi?

Borcun var mı?

Bir Ramazan günü...

Üçüncü Mustafa'nın veziri Koca Ragıp Paşa, konağında dönemin ileri gelenleriyle sohbet eder.

Sohbet ehli arasında Şair Haşmet de vardır.

Bir ara Ragıp Paşa, Şair Haşmet'e döner.

- Haşmet!

Senin de borcun var mı?

- Evet efendim.

Mahalle bakkalına bin kuruş...

Kasaba beş yüz kuruş...

Ragıp Paşa, Şair Haşmet'in sözünü keser.

Sözünün anlaşılmadığını düşünür.

- Ben onu sormuyorum.

Oruç borcun var mı?

- Paşam!

Oruç borcunu Allah sorar.

Sizin soracağınız kul borcudur.

[*] [*] [*] [*]

Rahmet...

Bereket...

Mağfiret ayındayız.

Oruç ibadetini yerine getireceğimiz aydayız.

Oruç tutanlar var...

Tutmayanlar var.

İşin ilginci...

İnsanlar birbirini sorguluyor.

Ona göre not veriyorlar.

Oruç tutanlar...

Tutmayanlar...

Namaz kılanlar...

Kılmayanlar...

[*] [*] [*] [*]

Yüce Mevla, bizi kendisine ortak koşup...

Kullarını yargılamayı nasip etmesin.

Allah, bizi cehaletten...

Şirkten muhafaza eylesin.

Bize düşen...

Kulluğumuzu bilmek...

Kulluğun gereğini yapmak...

Öyle ki...

İnsanlığımız gün yüzüne çıksın.