Niyet ettim Allah rızası için Akköy'e gitmeye.
Önce kendi hazırlığını yaparsın.
Evde eksik-gedik.
Sonra sıradan başlarsın aramaya.
Anne-baba.
Kardeşler.
Yakın komşular.
Yakın arkadaşlar.
Ve aklına gelen olursa.
Daha önceden sana sitem eden varsa.
- Madem köye gelecektiniz.
Niye haber vermediniz?

Onlar gelir aklına.
Onları da ararsın.
- Biz köye geliyoruz.
Bir şey lazım mı?

Malum.
Akköy, Ereğli'ye uzak.
En yakın belde Ormanlı.
Oraya bile 10 kilometre uzaklıkta.
Ama yarım saatte gidilebilen on kilometreden.
Ufak tefek ihtiyaçlar olur.
İnsanlar sırf onun için köyden çıkmaz.
Çıkmak istemez.
Onun için...
Şehirden gelen insanların üzerine büyük görev düşer.
Ararsın.
Siparişleri alırsın.
Hatta senin aradıkların, başkalarına haber verir.
Onların ihtiyacı varsa.
Onlar da arar.
Hatta önce sorarlar.
- Alabilir misin?
- Parar var mı?
- Aracın müsait mi?

Öyle ki...
İnsanlar çoluk-çocuğunu.
Anne babasını.
Ailesini emanet ederler.
- Müsaitsen onu da götür.
Böyle bir diyalog.
Çıkarsın köye.
[*] [*] [*] [*]
Yolcu boğazından giriş yaparsın.
Uzakta gördüğüne korna çalarsın.
Nefesin yeterse.
Yüksek sesle selam verirsin.
Kısa hal-hatır edersin.
Yol kenarında birini görürsen.
Yanında durursun.
Bazen iner, sarılırsın.
İkramda bulunursun.
Bir ekmek.
Bir çikolata.
Ya da meyve.
Aracında ne varsa.
'Lokma' verirsin.
- Allah kabul etsin.
Veya...
- Lokman kabul olsun.
Dua eder.
Lokma meselesi ayrı.
Gelirsin eve.
Aciliyetine göre siparişleri dağıtırsın.
Büyüklerin elini öpersin.
Mahalleyi gezersin.
Sonra kendi evine girersin.
Tabi aciliyet arz eden bir durum yoksa.
Bu hoş-beş biraz zaman alır.
Akşamları birlikte oturursun.
Çay-çorba...
Hele bizim ailede, mutlaka bir evde buluşulur.
[*] [*] [*] [*]
Corona bu geleneği.
Aile, köy saadetimizi bozdu.
Artık selam uzaktan.
Yol kenarında birini görsek.
Kaçıyoruz.
En azından kaçınıyoruz.
Büyükleri öpmek bir yana.
Yanlarına bile uğrayamıyoruz.
Uzaktan selam.
İhtiyaç varsa bırakıyoruz kapının önüne.
Vefa Grubu gibi.
Birkaç adım geriden konuşuyoruz.
Sonraları yalnız kalıyoruz.
[*] [*] [*] [*]
Velhasılı.
Dikkat ediyoruz.
Etmeyenleri uyarıyoruz.
Bunu bir tek, kıtlık içinde bizi büyüten dedelerimize, ninelerimize anlatamıyoruz.
Uzak duruyoruz.
Üzülüyoruz.
Ve onlara sarılacağımız günleri hasretle bekliyoruz.