Dizi takip ederim.

Senaryoda kalite varsa...

Dizinin bizde yeri vardır.

Kitap okur gibi...

Yeni bir şey öğrenmek için.

Yoğunluğumu dağıtmak...

Asıl işimi daha rahat düşünebilmek için.

Zaman zaman farklı meşgaleler bulurum kendime...

Kitap okurum.

Akıcı...

Yoğun...

Yeni kelimeler yoksa içerisinde...

Hikaye kısmından sıkılırım.

Sonunu tahmin etmek...

Sıkıyor.

O kitap bizi olduğumuz yerden koparmıyor.

Şöyle olmalı.

Kapağı...

Ön-arka yazısı...

Beni alıp çekmeli.

Çıkarmalı Pusula'nın içerisinde dönen haberlerden.

Başka mecralara taşımalı.

Kitap okurken başka bir şeyler düşünebiliyorsam...

O zaman başka kitap okumalıyım.

[*] [*] [*] [*]

Dizilerde kalite ararım.

Kitap kadar olmayacağının farkındayım.

Zaman zaman alıntı da yaparım.

Öyle bir an...

[*] [*] [*] [*]

"Eğer bir bahçeniz ve bir kütüphaneniz varsa, ihtiyacınız olan her şeye sahipsiniz."

Geldi cümle...

Bekledim.

Sahibi de geldi.

Marcus Tullius Cicero...

Söylemeseler...

Arama motorları bu konuda müthiş...

[*] [*] [*] [*]

Bizde bahçe var.

Okuyamayacağımız kadar da kitap.

Eksik olan ne?

Bahçede oturacak zamanın daha satın alamamış olmamız.

O zaman çalışmaya devam...

[*] [*] [*] [*]

Kimdir bu Cicero?

Roma Filozofu....

Siyasetçi, avukat, hatip, siyaset kuramcısı, konsül ve meşrutiyetçi...

Latin dili ve Avrupa dillerine etki edecek güçte bir edebiyatçı...

Dil bilimci...

Felsefi bir Latin söz dağarcığı meydana getirmiş.

Devlet düşmanı ilan edilip öldürülmüş.

[*] [*] [*] [*]

Ve ondan kalanlar...

"İçinde kitap olmayan bir oda, ruhsuz bir beden gibidir.

Akıl da bir tarla gibi ekilmeye ve bakılmaya ihtiyaç duyar.

En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir.

İnsan, yaşamının dörtte üçünü yapamayacağı şeyleri istemekle geçirir.

Barış ile kölelik arasında çok büyük fark vardır. Barış huzur dolu bir özgürlüktür. Kölelik ise yalnız savaşarak değil ölümü bile göze alarak uzak tutulması gereken her türlü kötülüğün en kötüsüdür.

Geçmiş geçmişte kalmıştır, biz işimize bakalım!

Tarlasını süren kimse, fenalık yapmayı düşünmez.

İşin saçma tarafı, en saçmasını bile filozofun birinin çoktan söylemiş olması."

Ve sonuncusu...

"Ne kadar çok kanun, o kadar az adalet..."

[*] [*] [*] [*]

Hepsi üzerine yazı yazılabilir.

En çok beğendiğim...

Kütüphane ve bahçe...

Çok şükür.

İki imkanımız mevcut.

Sadece o zamanı bekliyoruz.

Allah sağlık-sıhhat verirse...

Darısı olmayanların başına...

[*] [*] [*] [*]

İkinci beğendiğimi en sona sakladım.

"Ne kadar çok kanun, o kadar az adalet..."

[*] [*] [*] [*]

Cicero...

Milattan önce 103 yılında doğmuş.

Bir hukukçu olarak en önemli davasını 22 yaşında kazanmış.

60 yaşında da idam edilmiş.

Milattan önce 81 yılında ilk davasını...

En zor davasını kazanan Cicero, o zamandan söylemiş bu sözü...

Geldik günümüze...

Çok kanunumuz var.

Adalet tecelli etmiyor.

Öyle ki...

Bazen kanunların suçluları korumak için yapıldığını düşünüyorum.

Verilen zaman...

Erteleme...

Çevirme...

Af...

Salıverme...

Vesaire...

Hepsi suçluların işine yarıyor.

Bize de "Mizan"ı beklemek kalıyor.