En derin katın sahibi...

Diptekiler.

Mümin olmadığı halde, öyleymiş gibi davranmak...

Küfrünü gizlemek.

"Kalplerinde hastalık olanlar."

Biliyorlar.

Görüyorlar.

İmanları eksik.

Kararsız...

Tutarsız insanlar.

Özü başka...

Sözü başka.

İkiyüzlü...

Yalan söylerler.

"İnandık" derler.

"Halbuki Allah, onların gerçek yalancılar olduklarına tanıklık eder."

Yalan bilinir.

Söyleyen bilir.

Yaratan bilir.

Bu yalan kime?

Kim inanır?

Onlar ancak kendilerini kandırırlar.

Ve mücadele...

Her zaman onlarla olmuştur.

Her zaman zor olmuştur, onlarla mücadele...

"Onlar iki sürü arasında gidip-gelen koyun gibidirler."

Çok iyi yalan söylerler.

Sözlerinde durmazlar.

Emanete hıyanet ederler.

[*] [*] [*] [*]

Şimdi kendimizi bir yoklayalım.

Yalan var mı sözümüzde?

Bakalım aynaya...

Sözümüzde duruyor muyuz?

Ya emanet!..

Nedir emanet?

Vatan...

Bayrak...

Can...

Mal...

Evlat...

Makam...

Mevkii...

Vesaire...

Ne kadar sahip çıkıyoruz?

Örnek: Bize emanet edilenleri kimin için kullanıyoruz?

Nasıl kullanıyoruz?

Sonuçları nelerdir?

Bakalım aynaya...

Ne görüyoruz?

İman eden bir Müslüman...

İnanmayan ya da yanlış inanan bir kafir...

Veya bir münafık...

Karar sizin.

Allah tüm inananları affeylesin.

Öyle ki;

"Gerçek anlamda iman etmeyen...

Kötü ahlak sahipleri...

Münafıkların cezaları cehennemdir."

Şeytan...

Fakirlikle korkutur.

Kötülüğü emreder.

Girer insanın aklına...

Yoldan çıkarır.

İnsanları birbirine düşürmek için silahları vardır.

İçki, kumar ve kötülük...

Her türlü yolu mantıkla sunar.

İnsanlara öyle yaklaşır.

Arkadan-önden...

Sağdan-soldan...

Her cepheden saldırır.

İnsanları şükürden alıkoyar.

İnsanları sapıttırır.

Şüpheye düşürür.

Kötü işleri, güzel gösterir.

İçkiye meylettirir.

Kumarı hoş gösterir.

Fuhşu sevdirir.

Vesvese verir.

Kötü yollara sokar.

Gücü sadece dostlarına yeter.

Allah'a şirk koşanlara yeter.

Bunun adı "şeytan"dır.

[*] [*] [*] [*]

Fakirlik korkusu...

Kötülük duygusu...

Nifak...

İçki, kumar, fuhuş...

Vesvese...

Bize ne kadar yakın?

Şanssız...

Şoför, aniden frene basar.

Duramaz.

Yayaya çarpar.

Adam yerde yaralı...

İner arabasından.

Kazazedeyi doktora götürmek için hamle yapar.

Bakar, karşıda muayenehane tabelası...

Yaralıya moral vermek ister:

- Şansınız varmış. Size çarptığım yer tam doktorun karşısı.

Yerdeki adam acı içerisinde kıvranarak cevap verir:

- İşte o doktor benim...