Çocukluğum büyüklerinin dizinin dibinde geçti.
Sohbetlerini dinledim.
Sıkılarak dinledim.
Hiç heyecan yok.
Oyun yok.
Hep geçem üzerine.
Aslında canım oynamak istiyordu.
Yerdeki kilimin geometrik desenlerini kullanıp plan proje yapmalıydım.
Büyük kareler, dikdörtgenler, üçgenler, daireler...
Onları birbirinden şık bir şekilde ayıran çizgiler.
Hepsini değerlendirmeliydim.
Çizgiler yol.
Geniş yeşil alanlar otlak.
Koyu renkli yükseklik andıran alanlar orman.

Kahverenginin tonlarının hakim olduğu alanlar işlenecek tarla...
Daha koçok geometrik şekillleri değe değerlendirmeliydim.
Boşluk kalmasın.
Büyüklüğüne göre...
Kimi büyükbaş ahırı.
Kimi küçükbaş ahırı olmalı.
Tavuk kümesi...
Hatta...
Ağıllar.
Oğlak, kuzu yeri.
Buzağı yeri.
Samanlıklar.
Hepsini yerde serili olan yıpranmış.
Hatta bazı yerleri normal kumaş ile yamanmış kilimin üzerine sığabiliyordu.
Şimdilerde anlıyorum.
Benim çocuk dünyam.
Bir kilimin üzerine serilmiş.
Bildiğim tüm herşeyi onun üzerinde dizayn edebiliyordum.
Dış dünyadan habersiz.
[*]
Büyükler bir bıraksalar.
İşe güce gitseler.
Hemen çalışma başlıyor.
Fındıklar küçükbaş.
Cevizler büyükbaş.
Küçük fındıklar ve küçük cevizler yavru.
Mısır taneleri, fasulyeler...
Hepsi değerlendiriliyor.
Hayat başlıyor,
Ekiyoruz.
Biçiyoruz.
Bakıyoruz.
Kısacası.
Üretiyoruz.
[*]
Ama izin vermiyorlar.
Büyükler sohbet edecek.

Biz kıpırdamadan dizlerinin dibinde oturacağız.
Ve sadece dinleyeceğiz.
Anlamadığımız konuşmalar.
Şimdilerde hatırlıyorum.
Anlıyorum.
Tecrübe aktarımı yapıyorlar.
Örnek...
Falan yerin somunu daha büyük.
Adam çıkar gurbete.
Gider, görür ki...
Oranın somunu kendi köyünün kinden de küçük.
Tuik istatistiklerini çıkarıyoruz iki gündür.
Köyden şehire...
Şehirden büyükşehire göçmüş insanlar.
Niye?
Büyük somun için.
Sonuç...
Eskilerin dediği eksik.
Artık büyük somunu bırakın.
Somun yok...
Göçenlerin çok büyük bölümü...
Ne gittikleri yerde barınabiliyorlar.
Ne geri dönebiliyorlar?
Velhasılı...
Küçük dünyalarımızı biz kuralım.
Ama büyüklerin söylediklerine kulak verelim.
Tecrübeyi başkalarının yaşamlarından edinmek daha az acı verir.