Akşama misafir gelecek.
Ev tam takır.
Kuru bakır.
Dolaplar boş.
Kara kara düşünmeye başlar:
Çözüm bulamaz.
Evin içinde biraz dolaşır.
Akla bir çözüm gelmez.
Avluya çıkar.
Yine dolaşır.
O sırada komşusunun bahçesine gözü ilişir.
Bir keçi otlanmaktadır.
Çaktırmadan alır.
Arka bahçeye çeker.
Orada keser.
Evin altında temizler.
Akşam gelen misafirleri bir güzel ağırlar.
Tabii tüm bu olanları keçinin sahibi olan Yahudi komşu görür.
Sesini çıkaramaz.
Bir ara kadıya gitmeyi düşünür.
- Kadı Müslüman.
Keçiyi araklayan Müslüman.
Ben Yahudiyim.

Davayı kazanamam.
Hadi kazandım.
Bektaşi'nin nesi var ki?
Nesini alayım?
Allah'ın huzurunda hesaplaşırız.
Böyle düşünür.
Davacı olmaz.
Gel zaman, git zaman,

Yahudi ahirete göçer.
Orada bektaşiyi bekler.
Bir zaman sonra bektaşi de göçer.
Yahudi hemen davacı olur.
Hak'kın huzurunda mahkeme kurulur.
- Sen yahudinin keçisini kesmişsin.
- Kesmedim.
Yahudiye sorulur.
- Şahidin var mı?
- Ben gözlerimle gördüm.
Bektaşi itiraz eder.
- Bir mahkemede kişi hem davacı.
Hem şahit olamaz.
- Haklısın.
Ancak günahların arasında keçiyi kestiğin yazılı.
Bektaşi yine itiraz eder.
- Mahkeme hakimi aynı zamanda şahitlik yapamaz.
- Yine haklısın.
O zaman keçiyi getirin?
Bektaşi'de el ayak dolaşır.
Son bir çare çırpınır.
- Ne?
Keçi de mi burada?
-Evet.
- O zaman verin keçiyi Yahudiye...
Bitsin bu dava.
[*][*][*]
Zaman ile para kazanabiliriz.
Ancak kazandığımız para ile zaman satın alamayız.
Geçen zaman geçti gitti.
Bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Hak hukuk.
Yaptıklarımız.
Yapamadıklarımız.
Hepsinden sorumluyuz.
Üstesinden gelebildiklerimizi yaptık.
Gücümüzün yetmediğini ahirete bıraktık.
Biliyoruz ki...
İlahi huzurda adalet yerini bulacak.
Ama dünyada da bu filmin fragmanı bize gösterilecek.
Geçmişten gelen hataları...
Günahları...
Eksikleri dünde bırakıp ders almak...
Yeni bir yılda...
Yeni güzel sayfalar açmak umuduyla.
Öncelikle sağlık, huzur ve mutluluk dola nice seneler diliyoruz.
Allah aramızdan ayrılanlara rahmet eylesin.
Geri kalanlara sabır ve selam versin.
Kalın sağlıcakla...