29 Ekim...
Atalarımızın, kanlarıyla sulayarak vatan yaptığı toprağın kutsallığını bilmektir.
O toprakta bir ağaç gibi köklerimizin olduğunun farkında olmaktır.
Kök olmazsa...
Gövde olmaz.
Dal olmaz.
Yaprak olmaz.
Dallar çiçek açıp, meyve vermez.
Gün gelir.
Meyve çürür.
Yaprak düşer.
Kurur.
Gazel olur.
Dal kırılır.
Gövde yara alır.
Kurur.
Yere yıkılır.
Ama varsa kök.
Yeniden filiz verir.
Hem de eskisinden...
İlkinden hızlı büyür.
Gelişir.
Kök ne kadar güçlüyse...
Yeni filizler de öyle gelişir.
Eskiyi gölgede bırakır.

[*] [*] [*] [*]

Kökün sığınması için...
Gelişmesi için, lazım toprak.
Ve o toprak...
Şairin dediği gibi...
"Bayrakları bayrak yapan, üzerindeki kandır.
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır."

[*] [*] [*] [*]

Rabbim; bu toprakları vatan olarak bırakmak için canlarını feda eden tüm şehitlerimize rahmet eylesin.
Ruhları şad olsun.

Diyanet ve Mustafa Kemal Atatürk...

Fatih Sultan Mehmet'in sözüdür.
İnsanlara Allah'ın soracağı sualleri sormayın.
Hz. Adem'den günümüze gelen tüm tevhid dinlerinin adı islamdır.
Ve onu, kutsal kitabı, bir çok ayette ifade eder.
- Ortak koşmayın.
Cumhuriyetimizin kurucusu...
Mustafa Kemal Atatürk...
Bugün yaşadığımız topraklarda özgürce yaşamamızın en büyük, son emektarı.
Sistemin de kurucusu.
İçtiğimiz suda...
Ektiğimiz tarlada...
Yediğimiz ekmekte...
Yaşadığımız her güzellikte...
Yaptığımız ibadette...
Ettiğimiz duada hakkı var.
Şimdi...
Gelelim Diyanet'e...
Neden ismini aleni ifade etmez.
Balıkesir Hutbesi'ni duvara asar.
Ama ruhuna fatiha demez.
Bu uygulama

İslamın...
İmanın...
Ahlakın...
İnancın...
Kısacası; hakkın neresinde var?
Hak mı?
Reva mı?

[*] [*] [*] [*]

Yazının ilk bölümünü diyanet usulü bitirdim.
Ne kadar yavan bir cümle...
Habilden günümüze...
Hak için canlarını feda edenlere...
Bedir'den Çanakkale'ye...
Kurtuluş Savaşı'ndan Afrin'e...
Barış Harekatı'na kadar...
Dünyanın dört bir yanında isimsiz olarak görev yaparken canlarını feda eden, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun...