On bir ayın sultanı...

Mübarek Ramazan...

Çocukluğumdan bu yana...

İlk defa büyük bir bölümünü Akköy'de geçirme imkanı bulduk.

Bizim çocukluk zamanlarımız...

Köyde betonarme ev iki tane vardı.

Onlar da yeni yapılmıştı.

Evlerin tamamı kagir...

Ahşap ev...

Hepsi imece usulü...

Hatta direk yardımlaşma usulü yapılmıştı.

Bir Akköylüye ev lazımsa...

Büyükler birlik olur.

Kimi el hızarı ile tahta biçer.

Kimi ağaç taşır.

Hangi tür ağaç?

Nerede yetişir?

Evin neresinde kullanılır?

Bilirler...

Giderler, tomruk hızarı ile keserler.

Balta ile düzlerler.

Katırlara yüklerler.

Getirirler, birlikte ev yaparlar.

Yeter ki, komşunun evi olsun.

Evler böyle yapılır.

İbadetler bu evlerde yapılırdı.

[*] [*] [*] [*]

Büyükler anlatıyor.

Ramazan ayının özellikle yaz mevsimine geldiği zamanlar...

Mayıs ayında akşama kadar güneşin alnında ot kazılır.

Orak ayında ekin biçilir.

Harman dövülür.

İnsanlar çalışır.

İmece usulü çalışır.

Akşama kadar susuzluktan kavrulur.

Ama orucunu bırakmazlar.

Akşam olur.

İftarda buluşulur.

Ardından teravih namazı kılınır.

[*] [*] [*] [*]

Özellikle kadınlar anlatıyor...

- Hey gidi günler...

Akşama kadar tarlada çalışırdık.

Ev işleri...

Ahır işleri...

Tarla-takın işleri...

Bir dakika boş durmazdık.

Akşam da kütür kütür teravih kılardık.

[*] [*] [*] [*]

Evler ahşap...

Cemaat kalabalık olunca...

Teravih kütür kütür kılınır.

Sonra yıllar geçer.

Araya girenler olur.

Milletin aklını bulandırır.

Ahşap evler yıkılır.

Betonarme olur.

Büyük aileler çekirdek aile olur.

Hatta...

Köyden göççerler.

Şehirli olurlar.

Emekli olanların birkaç tanesi geri döndü.

Bu yıl Ramazan ayında buluştuk.

Hemen hemen her akşam bir evde...

Birlikte iftar yaptık.

Sohbetler ettik.

Uzun yıllar sonra ilk defa bu kadar kalabalık bir cemaatle Ramazan buluşması yaptık.

Ramazan'ın bereketinden nasibimizi almaya gayret ettik.

Kısacası...

Akköy'de Ramazan ile barıştık.

Dahası...

Kadir Gecesi'nde çok imamlı teravih namazını kıldık.

Öyle ki...

Dört rekatlık bölümler halinde eda ettik.

Her dört rekatı başka bir imam kıldırdı.

Aynı sureler tekrarlanmadı.

Hepsi rahat bir okuyuş yaptı.

Normal vakit namazlarından azıcık hızlı kıldık.

Süre bir saati buldu.

Şimdi "bunun neresi hızlı?" diyeceksiniz...

Vaktin nasıl geçtiğini kimse anlamadı.

Kimse rekat saymadı.

Çok hoş oldu...

Bayramınız mübarek olsun.