Fi tarihinde...

Genç kız...

Evlenme çağı gelir...

Ağanın oğlu talip olur...

O istemez...

Aile vermek ister.

Ağaya dünür olmak...

Her köylüye nasip olmaz.

Mal-mülk...

Hepsi ağada...

Hem kız kurtulacak...

Hem aile...

Kız direnir...

Ağa, oğluna ister.

Söz kesilir...

Nişan takılır.

Sıra gelir düğüne...

Tüm hazırlıklar yapılır.

Düğün başlar.

Yeme-içme gani...

Davul-zurna çalar.

Üç gün-üç gece düğün yapılır.

Sıra gelir gelin almaya...

Düğün alayı yola çıkar...

Kız evinin kapısına dayanır.

Davullar-zurnalar çalınır...

Halaylar çekilir...

Gelin hazırlanır.

Davulun her gümlemesi...

Gelinin yüreğini hoplatır.

Sona yaklaştıkça...

İnsanlar neşeleniyor.

Davulcu coşuyor...

Zurnacı coşuyor...

Kız üzülüyor.

Düğün evi bu ya...

Gelinin arkadaşları eve girer.

Gelinlik her kıza olduğu gibi...

Bu geline de yakışmıştır.

Ağaya gelin olmak var.

Görkemli bir düğün...

Hepsi imrenir.

Kendi aralarında konuşurlar...

Eğelenirler...

Derken...

Kızlardan biri coşar...

Davulun sesi geldikçe...

İç geçirir.

- Aaah ah!

Ne güzel çalıyor davul.

Acaba bizim evin önünde çaldığı günler de gelecek mi?

Gelin ise üzüntüsünden iç çeker.

- Aaaah...

Sevmediğine gitmek...

Dünya malına koşmak...

Bunun nesi hoş?

Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

[*] [*] [*] [*]

Hayat bu...

Dışarıdan bakınca...

İnsanlara...

Göze hoş gelir.

Hatta kıskananlar olur.

İyiler imrenir.

Ama bezen her şey göründüğü gibi olmayabilir.

Size zor gelen...

Başkasına hoş görünür.

Sizin güzel gördüğünüz...

Aslında öyle olmayabilir.

Gerçekten sevmek...

Genç bir delikanlı, saatlerdir genç kızın peşinden geliyordu.

Genç kız, dayanamayıp arkasını döndü:

- Neden saatlerdir beni takip ediyorsunuz?

- Sizi seviyorum, hem de canımdan çok seviyorum!

- Bak, benim arkamdan ablam geliyor, o benden daha güzel, benden iş çıkmaz, sen ona git...

Delikanlı arkasını dönüp bakınca, çok çirkin bir kızın geldiğini görüp sinirlendi ve genç kıza döndü:

- Neden bana yalan söylediniz?

- Asıl siz bana neden yalan söylediniz?

Eğer beni gerçekten seviyor olsaydınız, dönüp arkanıza bakmazdınız.

Gözünüz benden başkasını görmezdi.